Ne yazık onlara ki çıkarlarına dokunmadıkça doğru yola girmezler ve Allah’ın kendilerine sunacağı nimetleri bilmezler
Ne yazık onlara ki kalpleri temiz olmadığı için herkesi kötü sanırlar ve günahsıza ve günahkara bir fark gözetmeden kötülük ederler.
Ne yazık onlara ki duygulu çekingenliği korkaklık samimiyeti yaltaklanma ve yardımı bir baskı sayarlar.
Ne yazık onlara ki kendilerine açılan saf bir kalbi zaaflarından istifade edilecek, istismar edilecek bir akılsız sayarlar.
Onların, geleceği yaratan insanlar arasında yeri yoktur.
Unutulacaklardır.
Zaten şu “aşka düştüm” sözünden hiç hoşlanmıyorum. Sanki, kazayla “yataktan düştüm” ya da “çukura düştüm” dermiş gibi geliyor bana. Eğer birini severken işler ters gider de ona ulaşamazsanız “aşık” olursunuz, hepsi bu.
Huzur istiyorum; evet, huzurlu olmak için tüm dünyayı beş kuruşa satardım. Çay mı istersin, yoksa dünya yerin dibine mi girsin diye sorsalar ben, çayımı içeyim yeter, dünya batarsa batsın diye cevap verirdim.
“Gelecek kesin gelecek!” Sonra odada deli gibi koşarken bir yandan da “ Bugün olmasa bile , yarın gelecek; beni bulacak”! diye bağırıyordum. Ah şu saf yüreklerin lanet olası romantizmi! Ah şu sefil duygusal ruhların bayağılığı, ahmaklığı , saflığı! Nasıl anlayamaz insan ? Nasıl anlamayı başaramaz?