Bildiğim bir şey varsa o da Dostoyeski'nin kitaplarında insanı sokmak istediği o ruh haline çok iyi sokabildiğidir. Suç ve Ceza'da sanki o suçu kendim işlemiş gibi acılar çekmemi sağlamış, Yeraltından Notlar'da da karakterin o yalnız, tutarsız, bencil, gururlu, sürekli değişen fikirli olması, kendini üstün görmesi hallerini bizzat bana yaşatarak, karakterden bezdirmiştir, belki de bu karakter bizizdir?
Kitap iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm Yeraltı Bölümü, yazar burada anti kahramanımızın ağzından kendine, insana dair düşüncelerini kendisiyle çatışan düşünceler şeklinde bize sunuyor.
Kitabın ikinci bölümünde ise ilk bölümde sunulan soyut düşünceleri somut halini anti kahramanımız yaşamından bazı anları anlatarak bize gösterdi. Bu anılardan da ana karakterimizin yalnız, tutarsız, bencil, gururlu, sürekli değişen fikirli olması, kendini üstün görmesi beni çok yordu, karaktere çok sinir oldum, belki de burada Dostoyevski kendimizi bulmamızı istemiştir.
Velhasıl kelam ilk bölüm incelikle okunup üzerine düşünülmesi gereken bir bölüm, su gibi akmıyor bunu belirtmeliyim. İkinci bölüm çok hızlı ilerliyor ancak kahramanımıza katlanma gücünüze bağlı, kitabı herkes için öneremem belki belli bir okuma olgunluğu seviyesine ulaşılabilmişse, klasiklere ilginiz varsa, önerebilirim.
Kitap ilk kez 1864 yılında yayımlanmıştır.
139 sayfadır.
Bir alıntı:
"Duvarı yıkacak gücüm yoksa, onu yıkmak için kendimi paralayacak halim yok tabii ki, fakat önümde duvar var diye ona boyun eğecek de değilim."
Peki sizin kitap hakkındaki yorumunuz nedir?