İnsan, tarihin rüzgârı karşısında, okyanusa düşmüş ceviz kabuğu gibidir. Ne kadar şuurlu davranmaya çalışırsa çalışsın, kaderi dalgaların insafına kalmıştır.
Yüzlerce yıllık suskun duvarlarda beyannameler hep aynı talebi haykırıyordu: "Kanun-i Esasi yürürlüğe girsin!" "Yaşasın Meşrutiyet!" Renk renk pankartlarda aynı slogan patlıyordu: "Yaşasın Hürriyet, Yaşasın Eşitlik, Yaşasın Kardeşlik, Yaşasın Adalet!"
Çocuklar gibi mesuttuk, çocuklar gibi mesuttu insanlar... Namık Kemal'in dizelerini okuyordum sana:
"Ne efsunkâr imişin âh ey didâr-ı hürriyet
Esir-i aşkın olduk, gerçi kurtulduk esaretten..."