Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Harname
Acaba tarih ezeli bir tekrar mıdır? Yoksa insanlar gün geçtikçe , teknoloji geliştikçe, konfor düzeyi arttıkça geçmişteki hatalarından ders alıyor mu? Yoksa her gün, teşbihte hata olmaz , hata güneşimiz hiç aksaksız doğmaya devam mı ediyor? Ne dersiniz ? **" Bir eşek var idi zaif ü nîzar Yük elinden katı şikeste vü zâr Gâh odunda vü gâh
BENİM AZİZ NOTLARIM
Işıklar ötesine yolculuk sabahlarım, İstanbul'un sarhoş soğukları. Hani benim sevdiğim nerede? Henüz radyosu açılmamış dükkan gibi, Işıklarında yorgun düşer sabahlarım. Hani benim yeni yeni ısınmış mutlu anılarım? Daha uyanmamış sabahında. Ah İstanbul yine sersefil sabahına, Hani benim düşüp kalkan gençliğim? Bir deli havasında
Reklam
Gecenin şiiri:
Tahammül mülkünü yıkdın Hülâgû Han mısın kâfir Amân dünyâyı yakdın âteş-i sûzân mısın kâfir * Kız-oğlan nâzı nâzın şeh-levend âvâzı âvâzın Belâsın ben de bilmem kız mısın oğlan mısın kâfir * Ne ma‘nî gösterir dûşundaki ol âteşîn atlas Ki ya‘nî şu‘le-i cân-sûz-ı hüsn ü ân mısın kâfir * Nedir bu gizli gizli âhlar çâk-ı girîbânlar Aceb bir şûha sen
Ne kadar cevr u cefâ eylesen ey nûr-i basar Mihr de zerre gibi men seninem sen de menim. Mihr-veş nûr-i ruhın gönlüme pertev salalı Kubbede zühre gibi men seninem sen de menim. Âhû gözlüm o kara gözler ile bir bakışın Kamere gurre gibi men seninem sen de menim. Bu gönül gül yüzüne bülbül-i nâlân olalı Sadefe dürre gibi men seninem sen de menim. LUTFİYÂ kesme nazar rûy-i dilârâ görünür Bahrde katre gibi men seninem sen de menim.
Alvarlı Muhammed Lütfi Efendi
Alvarlı Muhammed Lütfi Efendi
Çöktü hasret âlemin aşkın nalân eyler beni. Gözlerin görmeye efkârım virân eyler beni. Düştü hâzan, esiyor rüzgâr içim mâhzun sana. Ah u vâveyla gönül hep perişân eyler beni. ..... ✍🏻
Edebiyatçı Şair
Edebiyatçı Şair
✍️#edebiyatcisairsiirleri #edebiyatçışairşiirleri
Ki Bağlacına Dair
"Yandım, âh ki ne yandım" Ki bağlacının hassas ruhlu insanlar için ne kadar anlamlı olabileceği üzerinde düşündüm Mazhar Alanson'un bir şarkısı ile ilgili yaptığı izahta. Kabe'ye bakarken yazmış defterine "yandım" diye. İkinci gün "ki ne yandım" yazmış... Buradaki "ki" aradan geçen zamanın
Reklam
niyazi-i mısri
Günde bir taşı bina-yı ömrümün düştü yere Can yatar gafil, binası oldu viran bîhaber Dil bekası, hak fenası istedi mülk-ü tenim Bir devasız derde düştüm, âh ki lokman bîhaber Bir ticaret yapamadım, nakd-i ömrüm oldu heba Yola geldim lakin göçmüş cümle kervan bîhaber Ağlayıp nâlân edip düştüm yola tenhâ garip Dîde giryân, sine biryân, akıl hayrân bîhaber...
günde bir taşı bina-yı ömrümün düştü yere can atar gafil, binası oldu viran bîhaber dil bekası, hak fenası istedi mülk ü tenim bir devasız derde düştüm, âh ki lokman bîhaber bir ticaret yapmadım ben nakd-ı ömr oldu heba yola geldim lîk göçmüş cümle kervan bîhaber ağlayıp nâlân edip düştüm yola tenhâ garip dîde giryân, sine biryân, akıl hayrân bîhaber Alıntı
Kalb-i Selim 1
Rabbbimizin bizleri huzûr-i ilâhisine kabûl buyurması da ancak “kalb-i selîm” ile mümkündür. Kalb-i selîm, mâsivâdan arınmış ve mücellâ bir ayna gibi Hakk’ın cemâlî sıfatlarının tecellîgâhı hâline gelmiş bir kalbdir. Hak Teâlâ, kulunun kalbinde cemâlî sıfatlarının tecellîlerini görünce onu sever ve ondan razı olur. İşte böylesine kıymetli olan
95 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.