Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Yirmi bin insanı Nazi soykırımından kurtaran bir kahramanın öyküsü
Bu kitap için ne desem az. Aslında Behiç Erkin için ne desem az demem daha doğru olabilirdi. Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı'nda savaşmış bir komutan. Demiryollarını millileştiren kişi, bakanlık yapmış. Atatürk'ün yakınlarına verdiği 37 soyisimden 9.suna sahip kişi. Ah ne büyük bir onur. Ne güzel bir hayat. Ne mutlu ona. Ne mutlu bu kitap vasıtasıyla onu tanımış olan bizlere. Bu kitapta Fransa Büyükelçiliği sırasında (Vichy'de konsolosluk. Orası işgal edilmemiş bölge ama sonradan işgal edilecek.) Behiç Bey'in demir gibi iradesi ile Fransız ve Almanlara, Türk vatandaşlarının haklarını korumak için, isteklerini nasıl yaptırdığını okudum. Diplomasinin nasıl yapılacağını siyasilerimiz tarihten okuyarak öğrensinler. Eğilmeden bükülmeden demirden bir irade nasıl olurmuş öğrensinler. Fransa'ya yerleşmiş Yahudi varandaşlarımızı korumak için durmadan, yılmadan çalışan bir adam Behiç Bey. Hatta Osmanlı topraklarında doğmuş ama Fransa'ya yerleşip Fransız vatandaşı olmuş Türklerin hakkını korumak için elinden geleni yapan kişi. Okudukların karşısında ne kadar gururlandım anlatamam. İstiklal Madalyası sahibi, Almanların en değerli nişanı olan Birinci Dereceden Demir Haç Madalyası sahibi, Fransızların en yüksek nişanı olan Birinci Dereceden Legion, D'Honneur Madalyası sahibi. O dünyaya örnek bir Türk. O, dünyaya insanlık dersi veren bir Türk. O Nazi Almanyasına kafa tutabilen, Nazilerden daha Nazici olan Fransızlara lafa tutabilen bir insan. En beğendiğim kitaplar arasında ilk sıralarda yükseldi bile.
Büyükelçi
BüyükelçiEmir Kıvırcık · Goa Yayınevi · 2007253 okunma
"Ah min-el aşk" demişti Osmanlı. "Aşktan bu yana...'
Sayfa 175Kitabı okudu
Reklam
272 syf.
·
Puan vermedi
İnceleme
Roman, Müslüman Bahşı ile Hristiyan Kaknusia arasında geçen aşk macerasını anlatan bir aşk hikayesinin terennümüdür.Aşk diyince bütün akan sular durur.Eskilerin deyimiyle Ah mine’l aşk. (Ah aşkın elinden).İskender Pala’nın eserlerinin ana teması olan AŞK.Abdürahim Karakoç’un Mihriban türküsünde “Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban” dediği aşkın yazıya
Aşk Hikayesi
Aşk Hikayesiİskender Pala · Kapı Yayınları · 20231,674 okunma
"Benim ateştendir şimdi bütün vakitlerim.."
"İki serin namaz" dedi Nevzad Hanım içinden.. Okuduğu kitabı masaya bıraktı. Sonra da dört tarafı ateş gibi yanarken sığınacağı bu iki serin vakti sordu kendine. "Benim ateştendir şimdi bütün vakitlerim" diyerek göğe baktı. "İki serinlik namazını; sabah ve ikindiyi kılan kimse, cennete girer." Böyle yazıyordu okuduğu son cümlede.. İçi paramparçaydı, ah onun içi asla serin değildi ve kendini nerede avutacağını bilemez bir hâldeydi Nevzad Hanım. Kalktı, abdest tazeledi, bir yere dayanması icap ediyordu, düşmemek için. Zira etrafındaki her şey, imparatorlukla birlikte çökmekteydi. Etrafındaki her şey hızla kaçıp akıyor, şekil değiştiriyor, tanıdığını sandığı herşey kendisine yabancılaşıyordu. Yalnızlığın acısı kalbinin zarına değmişti... Elini değdirdiği her yan ateş.. Son Padişah'ın, son eşiydi o..
·
Puan vermedi
Her dönem “Eve düşen yıldırım”
Osmanlı devrinde değerli Matmazel Angel’i bir kaç dostun tavsiyesi ile evine alan Dehri Efendi küçük çocuklarının Fransızca eğitimi ile ilgilenmesini istemektedir.Lakîn Angel’in geçmişi ve huy edindiği bazı ahlak anlayışı evde ki her erkeği birbirini düşürür.Evin her şeyini bilen tek bir kilit isim vardır.O ise bir gün sarhoş edilince gerçekler gün yüzüne tek tek çıkar. Hayal gibi İstanbul gerdanında ne yiğitler ne goncalar barındırmış heyhat!Lakîn kimseye yâr olmadığı gibi sevenleri de ayırmış her zaman… Ah Şemî..Bu hikaye de bir tek sana üzüldüm çocuğum. . Kitap çok tatlı, gayet anlaşılır, sade türkçeleştirilmiş hali ile bir çırpıda bitiyor.Ben gelişim kitapları vb. yoğun kitapların arasına serpiştirdiğim romanlar ile dinleniyorum.Çıtır çerez, çok tatlı bir romandı.Keyifli okumalar dilerim.
Mürebbiye
MürebbiyeHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20187,4bin okunma
·
Puan vermedi
Na Drini Cuprija - Drina Köprüsü
Yıl 1516. Aylardan Kasım. Osmanlı-Bosna Eyaleti`nde Hıristiyan çocukları ailelerinden zorla alan yeniçeriler, çocukları İstanbul`a götürmek üzere yola koyulurlar. *********** Ailelerinden koparılan çocuklardan biri, Şahinoğlu Köyü’nden 10 yasında, esmer bir çocuktur. Osmanlı, Bayıca adlı çocuğa Mehmet adını verir. Yıllar geçer ve o esmer çocuk
Drina Köprüsü
Drina Köprüsüİvo Andriç · Altın Kitaplar · 19635,6bin okunma
Reklam
Yav ah ah ah dünya ah ah ah babnı
Sokaklarda turist gibi geziyordu. Kendi vatan topraklarıydı ama yabancı hissediyordu. Her şey Arapların, sadece güvenlik Osmanlı'nındı.
Ah Selanik…
Balkanlar’da görev yapan düşük rütbeli subaylar arasında İttihat ve Terakki Fırkası (İTF) adlı muhalif bir gizli örgüt kuruldu. “Jön Türk” hareketinin kalbi, Osmanlı idaresindeki Selanik (bugün Yunanistan’ın Thessaloniki) şehriydi. İTF, Abdülhamit rejiminin güçsüzlüğüne ve yozlaşmasına öfkeyle bakan, orta sınıftan milliyetçileri bir araya getiren bir partiydi. Liberal anayasayı ve büyük güç statüsüne ulaşmak için gereken reformlarla modernleşmeyi savunuyordu.
-Eski Osmanlı şairlerinin merakıdır. Her şarkıya birkaç eşek bağlarlar. Bununda birçok meselasını getirdi. Okuyayım da dinle: "Eşek" çeşmim hazretinle bıngır bıngır ağlayor. Langa'nın bostan dolabı matem ile çağlayor... Sonra efendim: "Eşek" elemi çekme gönül nafile şeydir. Hep ah edip zırlarsın gönül "eşeğim" durmaz.
Devşirme usulü sebebiyle, Osmanlıyı eleştirenler, bu çocukların aile ocağından zorla koparıldığını ve bunun insanlık dışı bir hareket olduğunu savunurlar. Çoğu maddi imkânsızlık içinde çırpınan aileler, 'ah bir Osmanlı yetkilisi gelip oğlumuzu İstanbul'a götürse' diye dua ediyorlardı. Memleketinde domuz çobanlığı yapanların bile sadrazam olabildiği bir devlete bu yönden temayül fazlaydı.
Reklam
Ah Ah Diyorum sadece
Şeyh Şamil'in torunu merhüm Said Şamil Efendi'nin şöyle bir sözü var "Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri bir asır önce gelmiş olsaydı, Osmanlı İmparatorluğunun mukadderâtı değişmiş olurdu."
Sayfa 5 - EnvarKitabı okuyor
Anadoluda gerçekten cehalet hüküm sürüyor
Arkadaşlar, tokatın zile "ilçe" sinden bi kızla konuşmuş bulundum. Nasıl konuştuğumu sormayın, rastgele insanlarla anonim konuştuğun bi uygulamada karşılaştım ve numarasını aldım. Sadece sesini duyduğum o 60 saniyede anlamıştım cehaleti evet ama umutsuz vaka olduğunu anlamam için sonrasında whatsapptan 10 15 dakka konuşmam
Ulus Baker'le ilgili şimdilik son yazıdır. Keyifli okumalar... KES KULAKLARI, GEÇİR SİCİME… Ulus Baker’in babası Sedat Baker ruh bilimci bir doktordur. Kıbrıs savaşı zamanında çalıştığı hastaneye yaralı askerler tedavi edilmesi için getirilir. O sırada Ulus ise babasının yanında oturup, çocuk haliyle getirilen yaralıları ve tedavi sürecini
1.140 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.