Rıza'nın gözleri hâlâ küçük peynir dilimindeydi. Öyle dikkatli bakıyordu ki, bütün gücünü harcayarak bakışlarını sivri bir çatala dönüştürüp ona sapladığı söylenebilirdi. Dükkanın bereketi, oğlu Ramazan'ın geleceği, Güvercin'in kayıplara karışan yüzü ve daha birçok şey o peynire bağlıydı sanki; karşısında oturanlardan birine kaptırırsa dünyası ansızın yıkılacaktı.