AHDIM OLSUN
Geçti yıllar ah, geç aydım
Anladım ki boşa gün saydım
Baka kaldım giden güne
Ben hep düne ait kaldım
Çocukluğum kavruk
Gençliğim savruk
Yetişkinliğimden hiç hayır yok
Hayat, kadere inat
Seni sil baştan yaşayacağım
Ahdim olsun!
Esip geçtim, yağıp geçtim
Kaçırdım tez zamanları
Pişmanlıklar, düşmanlıklar
Bitmez dilimin amanları
Böyle tekrarlaya tekrarlaya yarı uykulu yarı uyanık bir esrime hali içinde, gözünün önüne incecik belli, uzun boylu, yürüdükçe uzun sarı saçları bir masal yaratığının yelesi gibi salınan o Çerkez kızı geldi. Sarayın bahçesinde görür görmez bütün damarlarına ateş salan, daha o anda benim olmalı, mutlaka hemen benim olmalı diye düşündürten, arzudan
Dilaver Cebeci, kitabın kapağını aralayınca önce yüce bir kapıdan buyur eder sizi ,ve bir seccadenin eşiğinde şöyle dersiniz "Boynuma kadar terime gömülmeğe razıyım. Yeter ki, bir kez doyasıya huzurunda durayım." Sonra sizi bu manevi iklimden çıkartıp Vey Irmağı'na götürür atlar sulanır Kürşad'ın kırk çerisiyle...Dedem Korkut soy soylar,
youtube.com/watch?v=PWLw5mJ...
//
...karac'oğlan der ki yerim içerim
ağır saltanatla konar göçerim
ahdım olsun seni alır kaçarım
ferman çıkarsınlar var benim için...
Bak,Ömür kervanı göçmekte nasıl
Bitecek zevkle geçen günler ayıl
Vakit ölmekte ko yarınki gamı
Sun be saki geçecektir bu fasıl
Büyükse de isyanım kötülüklerim
Yüce Tanrıdan umut kesmiş degilim