Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Resulullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur. "Her kim bu ayeti (şehidallahü ....) uyuyacağı zaman okursa, Allahü Teala bu sebeple 70.000 melek yaratır, onları okuyan için kıyamete kadar istiğfar ederler. Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Al-i İmran suresinin 26. ve 27. ayeti nazil oldukları zaman, Allahü Teala ile aralarında hiçbir perde bulunmaksızın Allah'ın Arş'ına yapışarak Ya Rab! Bizi yeryüzüne ve Sana isyan edenlere indiriyorsun' dediler. Allahü Teala da: "Ahdim olsun ki, sizi her namazın arkasında okuyan herhangi bir kimsenin kusurlarına bakmayarak makamını cennet kılacağım, onu kutsal huzurda iskân edeceğim, her gün kendisine 70 kere nazar edeceğim ve 70 türlü ihtiyacını yerine getireceğim ki, bunun en aşağısı mağfirettir. Ve onu her bir din düşmanından, hasetçinin şerrinden koruyacağım ve mağfiret edeceğim" buyurdu.
Gazze'nin Arslan Mücahidleri Diyor ki...
Ahdim olsun. Allah'a verdiğim sözü yerine getireceğim. Bu yolda sebat edeceğim...
Reklam
AFFIN DA SINIRI VAR
Ebu Azze adlı soysuz ve kafir bir şair vardı. Yakalanmadan önce mahşer gününün şefaatçisi Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) zarar vermeye kalkışmıştı. Uhud Gazası'nda yakalanınca Resulallah'ın (s.a.v.) emrini yerine getirmek üzere sahabe tarafından öldürülecek- ken melun, özür penceresini açıp yalvarıp yakararak af istedi. Peygamber
Kuran'dan Ayetler - 229 (Taha Suresi)
﴾70﴿ Sonunda sihirbazlar secdeye kapandılar ve “Biz Mûsâ ile Hârûn’un rabbine iman ettik” dediler. ﴾71﴿ Firavun şöyle çıkıştı: “Ben size izin vermeden ona inandınız öyle mi? Anlaşılıyor ki o size sihri öğreten büyüğünüzdür. Ama ahdim olsun ben de sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve sizi hurma dallarına asacağım! Böylece hangimizin cezasının daha şiddetli ve kalıcı olduğunu anlayacaksınız!” ﴾72﴿ Onlar şu cevabı verdiler: “Bize gelen bunca apaçık kanıtlara ve bizi yaratana karşı asla seni tercih edemeyiz. Artık sen neye hükmedeceksen et; ama sen ancak bu dünya hayatında hükmünü geçirebilirsin.
Hüveytatlılar gittikçe işi azıtıyor, hükümetin aley­hinde cephe alıyorlardı. Müflihul Cehmani, aşiret reisi Ude Ebu Taya’nın, “Söyle Selahattin’e avucumla kanım içeceğim ve böyle yapmak için de Allah’a ahdettim” dediğini bana ye­minler ederek söyledi. Müflihul, “O kadar rica ettim, aşiretin rahat durmuyor, bunun önüne geçin” deyince, “Ben
Hüveytatlılar gittikçe işi azıtıyor, hükümetin aley­hinde cephe alıyorlardı. Müflihul Cehmani, aşiret reisi Ude Ebu Taya’nın, “Söyle Selahattin’e avucumla kanım içeceğim ve böyle yapmak için de Allah’a ahdettim” dediğini bana ye­minler ederek söyledi. Müflihul, “O kadar rica ettim, aşiretin rahat durmuyor, bunun önüne geçin” deyince, “Ben
Reklam
Geceyi Aclun’da müfrezeyle geçirdik. Ertesi gün beni, kendi askerimle, (35 er kalmıştı) Dokare köyü istikametinde keşfe çıkardı. Bu taraftaki aşiretlerin de halini anlamak istiyordu. Aclun Boğazı’nı geçtik. Dokare köyüne akşama doğru gel­dik. Bu taraf biraz dağlık olduğu için bize serin geliyordu. Şeyhin evine indim. Akşama doğru şeyh kahve
Yakaladığım ilk isyancıyı ağaca bağlar yakarım
Giderken dür­bünle yaptığım gözetlemede Arapların telaşla çadırlarını tahli­ye ettiklerini ve zeytinliğe çekilmekte olduklarını gördüm.Biraz evvel benim durumumu anlamak için gönderilmiş olan Araplara, “Selahattin benim. İsterseniz Arapoğlu asker­ler de yemin etsin. İnanın sizi ben salıvereceğim. Doğru aşire­te gidersiniz. Beni gördüğünüzü ve şimdi köyden çıkaracağı­mı söylersiniz. Ben ateş etmeyeceğim. Şayet Araplar geceki gibi kahpelik eder de bize ateş ederlerse ahdim olsun ilk ele geçireceğim Arap’ı dişi olsun erkek olsun zeytin ağacına bağ­layıp ağaçla beraber diri diri yakacağım. Çöle örnek olsun” dedim. Tutulan dört Arap’ı da bıraktım. “Dört tarafa haber verilsin” dedim. Tehlikeli bir mıntıkadan kurtulmak için böy­le bir tehdidin savrulması zaruriydi. Çünkü Aclun Boğazı’ndan sivilleri bile geçirmiyorlardı. Bir köylüyle güvenli baş­ka bir yoldan müfrezeye de bir rapor yazdım. Sırf kendi gü­cümüzle ancak muvaffak olup kurtulacaktık.İşte Arapların telaşla zeytinliğe çekildiklerini görmek be­nim için bir zevk teşkil etti. Esasen hepsi de bilirdi ki, Sela­hattin tehdidini yerine getirmeye kadirdir. Ölmediğine göre, ölüm kendilerine mukadderdi.
Rubâiyat-ı Hayyâm köşesi, terc: Hüseyin Rif'at.
عشقكك اوغرينه بيك دورلو ملامت چكسه‌م عهدم اولسون كه شكايتده بولونمام، دلدار؛ شو قادار وار كه وفا ايله‌سون عمرم يالكز چكه‌يم جوركى اي سوكيلى تا حشره قادار! (Aşkının uğruna bin türlü melamet çeksem Ahdim olsun ki şikayette bulunmam, dildar; Şu kadar var ki vefa eylesin ömrüm yalnız Çekeyim cevrini ey sevgili ta haşre kadar!)
79 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.