H2. Mevlana'nin tam şirleri, bilindiği gibi, tamamen bir cez
be halinde ve sema esnasında söylenen ilaht terenndmlerdir. Bu
şiirlerin bir kasml, sõylendiği surada, mûrider tarafindan kaleme
alınmış, bazı șlirlerse daha sonra, yazıya aktanlmtır. Yine de
bu silirlerin bir kesmanın nasıl bir ortamda ve hangi mûnasebet-
le sðylendiğini, anla yazar Ahmet Eflaki (R.F), 'Ariflerin Menkı-
beleri` adh eserinde, gazel bir biçimde anlatmiştir. Bu haller ve
cezbeler hakkinda, herhangi bir sey sõylemek veya yorumda bu-
lunmak, çevirmenin bilgisini aşmaktadır. Yine de çevirmen ken-
disini, bu siirleri Farsça'dan okuduğu zaranlar, bunlann Hz.
Mevland tarafindan nasıl bir ortamda veya halde s0ylendigini,
hayal etmekten ahkoyamamıştr. Klasik şiirde, aruz ve kaflye de-
nen olgu, sõylemin aynlmaz parçasıdir. Burada vurgulanması is-
tenen anlamlar, sõzcaklerin sıralamş dizisinde, onlann ses ben-
zerliklerinde, misralar ve beyitler arasındaki anlam baglannda,
tasvirlerin akışında ve de siirin genel ahenginde kendisini ahes-
te- aheste açiga vrut. Hz. Mevland'y, salt bir sair olarak algla.
mak elbet ki yanlış olur. Ancak bu yåce insan, anlatmak veya
aktarmak istediği duygu ve düşdnceleri için. $ir biçimini uygun