“Ahlar Ağacı” ilk okuduğum şiir kitabı oldu. Yazarla alakalı ilk gözlemim çok fazla acıdan geçmiş bir ruh hali olduğu idi.
Didem Madak ‘Ahlar Ağacı’ şiirini “sesimi emanet ettim” dediği ahlat ağacına ithaf ediyor. Ölümden sıkça bahseden şair, Tanrı’yla da çok sohbet ediyor. Genel anlamda biraz isyan, biraz da acılarıyla dalga geçen karmaşık bir iç dünyası var.
Ahlat ağacı sadece kendisine benzeyen, başkalarına alışmamış ve yalnızca kendisiyle uğraşan bir insanı tasvir ediyor bence. Yazarın ahlat ağacından esinlenmesinin sebebi belki de budur.
“Ahlat ahların ağacıydı,
yaşlanmaya başlayanların,
itiraf edilememiş aşkların,
evde kalmış kızların.
ahlat ahların ağacıydı,
Cezayir nasıl cezaların ülkesiyse,
öyleydi işte.”