Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Müslümanlara sorsam Kur'an'da birçok peygamber var. Başı Muhammed'in ve İsa'nın (tartışmalı bir konu) dışındakilerin hiçbirinin varlığı bilimsel olarak malum değildir. Daha önce bunu söyledim diye beni savcıya şikayet etmişlerdi. Fatih'in (Altaylı) Şanlıurfa'da yaptığı bir programa katılmıştım. Beni, felsefeci Ahmet Aslan hoca ve bir de arkeoloji profesörü Mehmet Öztürk konuktuk. Mehmet Öztürk, aynı zamanda o bölgede rehberlik yapıyormuş. O bize harran'ı anlatırken konu döndü dolaştı, ibrahim'e geldi. Ben de dayanamadım, "Mehmet bey bir dakika, İbrahim dediğiniz kişiyi tarihi tanımıyor, Yok böyle bir adam. Hatta ibrahim'i tanımadığı gibi musa'yı da tanımıyor. Ne Mısır tarihinde var ne de başka bir yerde, bu Yahudilerin milli destanıdır.
Sayfa 59 - MasaKitabı okudu
-Kadın mı güzel, erkek mi? Bu beyhude soru, dünya dünya olalı, belki yüz binlerce defa sorulmuş ve o kadar defa da cevabı verilmiştir. Estetik, meseleyi erkek lehine halletmiştir. Tabiatın gözlemi de este-tiğe hak veriyor. Çoğu hayvan türlerinde erkeğe göre dişi çirkindir. Bunu kim bilmez? Keçi cılız, sarkık etleri ve ahmak çehresiyle erkeğinin
Reklam
Güneşin hararetinden kaçanlar deniz sularının serinliğine sığınıyor. Deniz, tehlikeli deniz, uslu bir fil gibi hortumunu toplamış, toprağın çıplak çocuklarını sırtında eğlendiriyor. Kumsallardan birine gittim ve koskoca denizle insan zerrelerinin dostça oynaşmalarını neşe bulmadan seyrettim. Denizin çıplak insana bu aşağılanmış itaati ne gülünçtü! Morfinle sinirleri uyuşturulmuş, uyuklayan ve çoluk ve çocuğa gösterilen kafes aslanı kadar gülünç! Büyük kuvvetlerin itaat halinde görünüşü ruha ne ağır bir eza veriyor! Ölgün yaz denizini seyrederken bu ezayı ruhu pençeleyen bir kuvvetle hissettim. Denizin bu halsizliği karşısında şehrin beyaz etli, âcizlere acımayan insanı ne cesur ve ne küstahtı! Sarkık etli, iri karınlı kadınlar, saçı dökülmüş erkeklerle bu dişsiz tırnaksız sular içinde boğuşuyor, takla atıyor, batıyor, çıkıyor ve bir aslan leşiyle oynayan sineklerin neşesiyle zıplıyordu. Muazzam tekneleri hafif oyuncaklar gibi sallayan deniz, hakiki çocuklarına tunçtan daha sert kırmızı bir ruh yoğuran deniz, geniş kollarıyla kıtaları birbirinden ayıran deniz, bin türlü ejderlerin vatanı deniz, kalabalık bir şehrin nevrastenik halkına tehlikesiz bir havuz vazifesini görmeye razı oluşu ne hazindi.
Sayfa 53 - Deniz KıyısındaKitabı okudu
III. Murat'ın israf ve sefahetinin en ibretli örneklerinden bir diğeri de, Şehzade Mehmet'in sünnet düğününde (1582) olmuştur. Bir seneden fazla hazırlıkları süren bu düğüne Asya, Avrupa ve Afrika'dan hükümdarlarla, ülkenin valileri davet edilmişti. Peçevi İbrahim Efendi: "Bu düğünde harcanan paralar pek çok... Bunu tasvir
Sayfa 147Kitabı okudu
Hacı Ahmet, karısı Ayşe kadar hırslı,hayatla ya da insanlarla kavgalı değildi.Kendisiyle daha barışık, daha huzur dolu bir insandı.
23 Ekim 1919, Amasya: Öğleden sonra Amasya panayırında pehlivan güreşi vardı. Oraya davetliydik. Meydanda büyük bir kütle (topluluk) kendisini alkışladı. Bu teveccühten (sevgiden) çok mütahassis oldu (duygulandı). -Bak birader, böyle milletten nasıl ayrılırsın? Bu palasparelerin içinde perişan gördüğün insanlar yok mu? Onlarda öyle yürek, öyle cevher vardır ki olmaz şey! Çanakkale'yi kurtaranlar bunlardır. Kafkas'ta, Galiçya'da, şurada burada aslan gibi çarpışan, mahrumiyete aldırmayan bunlardır. Şimdi bu adamcağızların seviyesini içtimaan (toplum olarak) yükseltmek herhangi bir hükûmetçilik hırs-ı câhından (mevki hırsından) daha iyi değil midir? Bu insani mücadelelerin yanında siyasi mücadeleler bayağı kalırlar değil mi ya? Siyasi cidallerin (mücadelelerin) çoğu bisûddur (boştur). Fakat içtimaî (sosyal) mesai (çalışma) her vakit için müsmirdir (faydalıdır). Bizim münevverler buna çalışmalı, neden Anadolu'ya gelip uğraşmazlar! Neden milletle doğrudan doğruya temasta bulunmazlar! Memleketi gezmeli, milleti tanımalı, Eksiği nedir görüp göstermeli. Milleti sevmek böyle olur. Yoksa lâfla muhabbet (sevgi) fayda vermez." dedi. Bu esnada pehlivanlar meydana çıkmıştı. Davul, zura her tarafı inletiyordu.
Sayfa 77 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dil
Dişler yalnız ısırmak, çiğnemek için değildir. Ağızda bıçak saklamalı, bazen ne söylediğini bilmeyen dil için. Ağız sahne, dişler ışık ses orkestra dil şeftir. Isırdığı elma söyledi içimi kemiren kurt daha merhametli.
Sayfa 119 - Klaros Yayınları
Empati
Bir parmağın tırnağı derin kesilince diğer elin parmakları koşarak gelir: sarar, okşar, kardeşlerinin acısına ortak olurlar, değil mi? Vicdan, iki dünyasıdır ellerin: anında cennetidir ellerin, cehennemidir anında... Kollarımı sallayarak yürümekten korkarım Korkarım ki çocuklar korkar, sallanan sopalardan... Boyu boyumdan kısa biri durunca yanımda, dizlerimi azıcık kırarım: yetmezse biraz daha... Muslukları çocuk bildim, aniden uyandırmadım uykularından... Avcı kendini vurunca üzülmem. Boğa matadorun bağırsaklarını dökünce sevinirim. Ey insanoğlu; doğarken ne iyi ne güzeldin. Unuttun mu? En az parmak kadar olabilmeliyiz değil mi?
Sayfa 117 - Klaros Yayınları
Elbiselerin de kalpleri var
Çöp bidonunun yanına düzgünce katlanıp indirilmiş giysilere rast gelmiştim: etiketlerine baktığımda dört-beş yaş yazılıydı. Üç gömlek, iki pantolon, iki de atlet. Dört yaşındaki oğluma uyabileceklerini düşünüp giysileri kucakladım. Kucağımda, sokağa terk edilmiş, babasını arayan bir çocuğun sıcaklığını hissederek doğruldum. İki üç adım atmıştım ki karşı apartmanın balkonunda asılmış çocuk giysileri ilişti gözüme: kucağımdakilerle yaşıttılar. Hava sakin olmasına rağmen giysilerin titremekte olduğunu gördüm. Birkaç adım daha atmıştım ki titreyişleri şiddetlendi... Sanırım kucağımdaki giysilerle kardeştiler. Gerisin geriye yürüyerek giysileri aldığım yere bıraktım ve sağıma soluma bakmadan hızlı adımlarla ayrıldım oradan. Annenin içi acır, çocuğunun sökük pantolonunu dikerken bile.
Sayfa 92 - Klaros Yayınları
Cenaze
Ölmeden az önce bir ismi vardı; kanı daha soğumamışken birden bire cenaze oluverdi... Azrail sadece canını alır fakat en yakınları; annesi, babası, kardeşleri, hala-teyze, dayı-amca, çocukluk arkadaşları onu cenazeye çevirip katlederler... Cenazeyi yıkamışlar mı? Cenaze geldi mi? Cenazeyi hangi mezarlığa defnedecekler? Cenazeyi defnettiler demek... Kokar mıyız? Bir gün de ölü olarak misafir kalsak evimizde.
Sayfa 59 - Klaros Yayınları
80 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.