Geniş salonun eski duvarlarında yine Müzeyyen Senar'ın kederli sesi yankılandı.
" Bir ateşim yanarım, külüm yok, dumanım yok/Sen yoksan mekânım belli değil, zamanım yok."
"Çok empati kuruyorsunuz başkomiserim" dedi samimi bir tavırla. "Ne dünya bu hassasiyeti kaldırır, ne insanlar bu kadar inceliği... Hakikat çok daha basittir, çok daha acımasız..."
"(...) insan denen mahlukun en önemli niteliklerinden biri unutmaktı. İyiliği de kötülüğü de, acıyı da mutluluğu da, korkuyu da sevinci de unuturlardı. O yüzden aynı hataları tekrarlarlardı. "