“Esir Şehir” serisinin ikinci kitabı olan “Esir Şehrin Mahpusları”, kahramanımız Kamil Bey’in hapishane yıllarını anlatıyor. Fonda, işgal altındaki İstanbul’da saray ve zengin çevresi işgalci devletlerle iyi -ve bol akçeli- ilişkiler kurmaya çalışır, Kuvayi Milliyeciler Anadolu’da “Sarı Paşa”nın ardında Yunanlılarla savaşırken, Kamil Bey ise halkı
1532 yılında basılmış bir eser Pantagruel. Bu son derece enteresan, sıra dışı eserin atmosferini anlayabilmemiz için dönem tarihini biraz hatırlamakta yarar var: Bizde Kanuni Sultan Süleyman’ın tahtta olduğu dönemdeyiz; Viyana kuşatması başarısız olmuş, ancak Süleyman Macaristan üzerinden seferlerine devam etmekte ve Avrupa’yı içten bölmeye
Uzun seneler önce okuduğum bu kitap, sevgili Selim İleri'nin ölümü ile tekrar aklıma düşünce okumaktan geri duramadım. Zira bu kitabı okumamı, ben gibi bir kahve tiryakisi olan Selim İleri salık vermişti. Hatta şöyle bir beyânın da sahibidir kendisi:
"Kahveyi sevenler, sadece kendisini değil, kokusundan alet ve edevatına, sohbetinden
Eh. Sultan Abdülhamid ile yarışamam ama ben de fena içici değilim:) Bak, sayende gecenin bu saatinde canım şöyle bol köpüklü bir kahve çekti yine... Bana uyku yok bu gece 😉