“Zavallı arzu ve korku arasında kıvranıp dururken, onu unutturması için Tanrı’ya yakarıyor ve bu duayı bütün gün tekrarlayıp durduğundan onu da sürekli düşünmüş oluyor.”
“Aşkın o tılsımlı sözünün bütün gücünü yitirmiş olduğuna inanamıyorum ve gene de ondan yardım bekliyorum.”
Not: “Aşkın kutsallaştırdığı bir sözcüğün, bir ifadenin değerini bazen hissetme fırsatını bulamamış olanlar bu cümleden hiçbir anlam çıkaramazlar.”
“Hem sonra ne olur bilir misiniz? İnsan bir tartışmaya girmesin, bir daha boyun eğmek istemez. Araya araya bazı haklı nedenler de bulur ve söyler ve sonra sıkı sıkıya bağlanır bunlara. Doğru oldukları için değil, söylediklerinden dönmemek için.”
“Aşktan kaynaklanan acı en büyük eğlencedir benim için. Vefasız diyecekler bana. Bayılırım bu söze. Bir kadın için insafsız sözcüğünden sonra en tatlı sözcük budur ve hak edilmesi de kolaydır.”
“Annem bana, “Her sabah, kalktığımda yanıma gelirsin, öğle yemeklerinde baş başayız, yalnızca saçlarını toplaman yeterli, öğleden sonraysa saat kaçta yanıma geleceğini her gün yemekte söylerim ben sana” dedi.”
“Hayat çok zor olabilir,” dedim. Evet. Ama insan hiç gerçek üzüntü yaşamamışsa, hayatın içinde bulunduğu yerin kıymetini bilmeden, gerçek mutluluğun ne olduğunu anlamadan yaşlanır.”
“Bir çocuk ile yaşlı bir insan, her ne kadar mutluluk içinde yaşasalar da doldurulamayacak bir boşluk, odanın bir köşesinde soluyan ölüm sessizliği, bir ürperti gibi gelir.”
“Kadınlar, fevkaladedirler," diye gülümsedi. "Bir şey uydururlar. Sonra bir de bakarsınız bir mucize olmuş ve onlar haklı çıkmışlar. Aslında onlarınki uydurma değildir. Kadınlar farkına varmadan bazı şeylere dikkat ederler. Bilinçaltları binlerce ayrıntı kaydeder. Sonra bunları bir araya getirir. Kadınlar da bu neticeye 'içgüdü' adını verirler. ”