Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Dikkat spoiler içerir.
Yıldırım Bayezid'in Ankara savaşında kendisine ihanet eden komutanlar için dediği Mürted ifadesinden adını alan kitap, 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili detaylı bilgiler veriyor. Hem darbeye karşı savaşan komutanların kendi anıları, hem darbeden dolayı tutuklanan komutanlar ve sivillerin ifadeleri ve daha pek çok detaylı bilgi kitap içerisinde yer alıyor. Sayfaları çevirdikçe insan, ülke olarak ne kadar büyük bir badire atlattığımızı daha iyi anlıyor. Mutlaka okunması gereken kitaplardan biri. Özellikle Hulusi Akar, Galip Mendi, Zekai Aksakallı, darbeci komutan Levent Türkkan'ın yaşadıkları dikkat çekici.
565 syf.
9/10 puan verdi
Kitabı bitirip şöyle bir düşünüm dediğinizde; sen yeter ki zorluklara boyun eğme mutlu son sana kucak açacak yavrum gibi aksakallı dedi öğüdüne benzer bir ana fikir çıkarabiliriz.
Ama bence yazar romanın satır aralarında özgürlük, uygarlık, medeniyet gibi kavramlar üzerinde farklı bir bakış açısı geliştirerek yaptığı yorumlarla okurların bir şeyleri sorgulamasını amaçlamış.
Bu tür romanlar sadece kitap okuma alışkanlığı geliştirmekten ziyade biz okuyuculara bir şeyler katmayı da hedeflediğini düşünüyorum.. O yüzden okumaya değer....
"Yorulmuştum artık, nereye çıkacağı ancak saatlerce yürüdükten sonra anlaşılabilen sokakların karanlığında döne dolaşa arada bir sendelemeye başlamıştım. Onca telaşıma karşın adımlarım da yavaşlamıştı üstelik, şuracıkta dediğim noktaya ulaşabilmek için uzun süre ter döküyordum. Bu halimle Cennet'in oğluydum sanki; ne zaman çıktıysam muhtarlık odasından çıkmış, bir kente benzeyen köy meydanından geçiyordum. Birazdan peşime takılan düşsel çocuk sürüsüyle birlikte çınarın hışırtısına dalıp çıkacaktım kuşkusuz, dibek taşının yanından sağa dönecek ve duvar diplerinde pinekleyen aksakallı yaşlıların uzak bakışlarını da ardımdan sürükleyerek avlu kapımıza doğru yürüyecektim"...
Şu satırlarda ki ifadelere bir bakar mısınız... İnsanı nasıl içine çekiyor. Hasan Ali Toptaş ismi ile ilk kez bu kitap sayesinde tanıştım. Hasan hocayı daha önce okuyanlar bu kitabı ile başlamamın yanlış olduğunu bu kitabın biraz ağır olduğunu söylemişlerdi. Ancak bence Hasan hocanın kafa yapısını anlamak için başlanması gereken bir kitap... Düşünce kitaplarını ve biraz beyin yakan şeyleri okumayı seviyorsanız doğru kitabı inceliyorsunuz. Keyifli okumalar...
Bir Leyla ile Mecnun geldi geçti ömrümüzden...Bazen bazı kırılma noktalarımız olur, hayatımıza yeni yönler veririz ve o kırılma anlarından sonra fark ederiz ki hiç bir şey eskisi gibi olmaz.Leyla ile Mecnun da benim dönüm noktamdır.Alt tarafı bir dizi ne çok abarttınız diyenler elbette olacaktır fakat dostluğu, umudu,sevgiyi öğrendim ben Leyla
272 syf.
9/10 puan verdi
Leyla ile Mecnun tarafsız bakabildiğim bir edebi eser değil. Başladığından bu yana bu ülke için üst seviye bir bakış açısı görüyordum her bölümde. Hem katıla katıla güldürüp hem dibe vuracak kadar başka bir diziden etkilenmedim. Bu dizide ve kitapta ben ve benim gibilerden bir şeyler saklıydı. Bizi bu yüzden içine çekiyor ve yıllardır etkisinde
272 syf.
10/10 puan verdi
Sonra biraz gözyaşı biraz kahkaha ile sonuna gelirsin kitabın. İsmine bakıp aşk kitabı deyip geçenler olabilir ama "bu kitap öyle bir kitap mı? " Diye sorar size Yavuz Abi. İçinde dostluğu, fedakarlığı, yarım kalan hikayeleri, baba sevgisini barındırır bu kitap. Sarar sarmalar seni ve hayatındaki İsmail'i, Yavuz'u, İskender'i, Erdal Bakkal'ı Leyla'yı Hatta Aksakallı Dede'yi ararsın. Son sayfasında Seni koltuğa mıh gibi çakılı bırakır. Düşünürsün şaşırırsın ve sonra umut gelir aklına İsmail Abi'nin umudu "O gemi bir gün gelecek..."
Yavuz: Ardına bakma mecnun?
Mecnun: Kader mi almaya geldi beni benden?
Yavuz: Bunu bir daha sorma Mecnun?
Mecnun: Neden at mı var arkamda?
Leyla ile Mecnun öyle bi serüven ki sizi pamuklara değil de Erdal Abi’nin bıyıklarına sarıp sarmalıyor. Amma nasıl sarmak etkisinden çıkılmıyor. Bi’ süre yollarda fiççiçu fiççiçu yürüyorsunuz, kendi
272 syf.
9/10 puan verdi
Mecnun, İsmail Abi, Erdal Bakkal, Baba İskender, Yavuz Hırsız, Yedek Kamil, Zeynep ve Aksakallı Dede’siyle 5 yıl sonra ve asıl finaliyle karşınızda Leyla İle Mecnun.
2011’de TRT’ de yayın hayatına başlayan; çoğumuzu TRT böyle kaliteli bi dizi nasıl yayınlayabilir abii moduna sokan ve 3 sezon süren; bazılarına göre Gezi Eylemi bazılarına göre
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Leyla&Mecnun
Son zamanların popüler kitaplarından biri olsa da eğer ki TRT de yayınlanan dizisini izlemiş iseniz okudukça ne kadar özlediğinizi anlayacaksınız.
Bir nesle atları sevdirdi ve o geminin birgün geleceğini umut ettirdi.
Mecnun un Leyla sini bulması yaşanan olaylar .
Karakterler arada geçen diyaloglar o kadar samimi ki .
Aile diyalogları ulan bu ne güzel aile dedirtiyor.
Mahallesi dostları Erdal bakkalı, Yavuz'u İsmail abisi
Özlenen samimi duygular ve dostluklar.
Keşke dizi yeniden başlasa hoş baştan sona üç tekrar yapmıştım.
Bu Mecnun o kadar barışık ki hayatla tabiri caizse ne mal olduğunu biliyor.
Ama güzel seviyor be adam.
Zor ama umudunu yitirmeyip savaşıyor.
Aksakalli dedesi de olsa insanin içinde at enerjisi olmalı.
Şimdi okuyup siz karar verin bakalım absürt mu yoksa çok mu ciddi bir aşk hikayesi.
Unutmayın yarım olan herşey tamamlanmaya muhtaçtır.
Tekrar bu hikayeyi hayatıma soktuğu için @aksakburak teşekkürü borç bilirim
Normalde şuan yapmam gereken başka işler var, ama kitaba inceleme yazmadan duramayacağımı fark ettim. O derece yorumlayasım var.
İlk söylemek istediğim, diziyi halen bitirmediğimdir. Bir dönem oda arkadaşım, diziden sahne kesitleri izletmişti. Kendisi kahkahalar atarken ben yalnızca şaşkınlıkla izlemiş ve nesine bu kadar gülüyor diye merak
İlk olarak 'Leyla ile Mecnun' dizisi, sonra 'Ben de Özledim', *3.* ve son olarak da bu kitap. Hepsinin içinde kendimi buldum, hepsi bana şu günlerde yitirilmeye yüz tutmuş samimiyet, sevgi, dostluk, aşk gibi kavramların gerçekliğini tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar tekrar hatırlattı. Leyla ile Mecnun evrenini tamamen Mecnun olarak yaşamak da ayrı bir tat verdi. Kitabı elime ilk aldığımda o kadar mutluydum ki uzun zamandır zihnimde olan geminin kornasını yeniden hücrelerime kadar hissettim. Yeniden Mecnun Ç. , İskender Ç. , Leyla Y. , Aksakallı D.D. , H. Yavuz, İsmail A. , Erdal B. ve diğerleriyle görüşecek olmak benim için tarifsiz bir mutluluktu. Çünkü L&M evrenine kendimi o kadar kaptırmıştım ki kendimi oraya ait hissediyordum (ki bu durum halen daha böyle).
Hayatıma L&M evreniyle apayrı bir pencere açtığın teşekkürler Burak Aksak, teşekkürler L&M ekibi, teşekkürler Leyla the Band (yeniden toplansanız o kadar mutlu olurum ki).
O geminin geleceğine ilk günkü gibi inanıyorum.
''Belki başka bi' zaman, başka bi' yerde. Sonuçta yarım kalan her şey tamamlanmaya muhtaçtır.''
(youtube.com/watch?v=kEQM2U-...)
Kitap hakkında yazılacak o kadar çok şey var ki.. İnsanı etkileyen, yerden yere vuran, bildiklerini unutturup bir muammaya demir attıran, belirsizliği dibine kadar ruhunuzda hissettiğiniz... Kitap 4 ayrı bölümden oluşuyor. Anlatmaya bir yerden başlamak lazım dimi ama... Nereler beni çıkmaza sürükledi, nerelerde rahatladım, nereler benimle ortak
Kendi çölünde kaybolanların hikayesi L&M.
Diziyi izleyenlerin bir dönem karakterler gibi konuşmaya başladığı, öyle sevilen bir hikaye oldu mahallemizin çocuğu Mecnun'un Leyla'sına kavuşmaya çalışmasının hikayesi.
Bu kitap dizinin yarım kalmasına kalbi kırılanlara bir soluk olmuştur. Mecnun'un, İsmail Abi'nin, Yavuz'un, İskender Baba'nın, Erdal Bakkal'ın, Aksakallı Dede'nin kendini yeniden hatırlatmasıdır. Kaç sene öncesine geri dönüştür.
Ne farkı vardı derseniz tat olarak tamamen aynı hiçbir eksiği yok, hatta ilk defa bir kitabı kafamda karakterlerin sesleriyle okudum. Konuşma diliyle yazılması normalde beni rahatsız edebilir, bunda bir gram dokunmadı çünkü o samimiyeti iliklerime kadar hissettirdi.
Kitapta güldürmek zordur, çoğunlukla gülerek okudum. Gülerken birden kalbine dokunduğu ve boğazında düğüm oluşturduğu anları da kitaba özenle yerleştirmiş Burak Aksak. Fazla özletmeden geri dönse keşke. Bekliyoruz, o gemi bir gün gelecek.