OTOBÜSÜMÜZ HATAY'A ULAŞAMADAN ETKİNLİK SONA ERDİ. KATILAN TÜM ARKADAŞLARA ÇOK TEŞEKKÜRLER. BENZER ETKİNLİKLERDE GÖRÜŞÜRÜZ UMARIM TEKRAR.
--------------------------------------------------
Etkinlik Tarihleri: 15 Ağustos- 15 Ekim 2018
Yazmak için hevesli o kadar çok kişi var ki, yarını bekleyemedim. Saat 12 olunca başlatmaya karar verdim
Cahit Külebi nin tüm şiirlerini içeren bu esere aslında inceleme yazmayı düşünmüyordum. Şiirlerinin en sonuncusunun başlığı dikkatimi çekti. Başlık " Şiir Yöntemim" Şiiri okuyunca merak edenler için bu şiiri bırak istedim. Kendisi şiiri nasıl yazdığını ve şiirlerindeki temayı dizeler halinde okuyucusuna anlatmış.
Bunun dışında benim
Merhabalar. Birazdan Yüzüklerin Efendisi serisinin okumuş olduğum 2. kitabını -İki Kule'yi- inceleyeceğim. Ama ondan önce söylemek istediğim birkaç şey var. Hepimiz biliyoruz ki 2001 yılının Aralık ayından bu tarihe kadar dünyanın en çok izlenen ve hasılat yapılan, 17 farklı dalda oscar ödülü olan film serisinin uyarlandığı kitaplar bunlar. Bazı
“Ne yapsak onu mutlu edemedik. Neşeyle, -Bayan dubose heey! Diye seslensem, aldığım yanıt şu olurdu: -Bana hey deme çirkin kız! İyi akşamlar bayan dubose diyeceksin!
Kötü bir kadındı...”
kurtuluş
hey kurtuluş!
seni ben
sırtüstü okunan kitaplarda boşuna aramışım
oysa sen
küçük küçük haberlerindeymişsin önemsiz
[gazetelerin
cafcaflı makalelerin satır aralarında
spikerin sesinin teklemesinde
yüzünden kanat gibi geçip giden
[gölgedeymişsin
bir harman vakti seni ben
gözgöze geldiğimiz kıtlıkta gördüm
küçücüktüm yalnayaktım ve okulsuzdum
kalmıştım dağların kilitlerinde
kirpikleri eğik bir öksüzdü akşamlar
sabahlar yenik yanık
karanlık azıtmıştı susmuştuk
her şeye acıkmıştık bıkmıştık
naziler avrupa'yı kana belemişlerdi
kan kokusu sinmişti arpa bazlamamıza
havamız kan suyumuz kan günümüz kandı
kurtuluş
hey kurtuluş!
seni ben
sırtüstü okunan kitaplarda boşuna aramışım
oysa sen
küçük küçük haberlerindeymişsin önemsiz gazetelerin
cafcaflı makalelerin satır aralarında
spikerin sesinin teklemesinde
yüzünden kanat gibi geçip giden gölgedeymişsin
bir harman vakti seni ben
gözgöze geldiğimiz kıtlıkta gördüm
küçücüktüm yalnayaktım ve okulsuzdum
kalmıştım dağların kilitlerinde
kirpikleri eğik bir öksüzdü akşamlar
sabahlar yenik yanık
karanlık azıtmıştı susmuştuk
herşeyeacıkmıştıkbıkmıştık
naziler avrupa'yı kana belemişlerdi
kan kokusu sinmişti arpa bazlamamıza
havamız kan suyumuz kan günümüz kandı
Sayfa 33 - SEN
GÖKTE ARARKEN
YERDE BULDUĞUMKitabı okudu
bazen bir musluk sesine bile uyandı gözlerim, bazen hiçbir şeye uyanmadı. senden önce bin cümleye açılan ağzım, senden sonra bir harfe bile uzanmadı. benden sana ne kaldı, bilmedim. bulutun geçti, rüzgârın geçti, yağmurun geçti. bütün gün elimde bir dal parçası; ikiye bölüp durdum toprağı. bir eve döndüm bazen. her gece açık tutulan bir radyo: pink floyd: hey you! bu taşı kaldırmama yardım edecek misin? bazen, oyuklu bir kayaydım. bir sığırcık sürüsü geçmeyegörsün, bakır çalığı bir dağdım bazen. her yangına ateş taşıdım da seni uğurlarken yoluna su döktüm. üç defa öptüm alnından. üç defa geçtim aşk kelimesinden de artık geçmem harfinden dedim. bazen gökyüzüne baktım, bazen toprağa. her taşın gediğinde bilmediğim bir şey aradım. hayattı, çekiyordu, içine istiyordu bazen. gitmedüm. bir eve döndüm bazen. boşluğuna akşamlar silkelenen bir eve. merdiven sayısı değişmeyen bir eve. bütün duvarlarında su sesi işitilen bir eve. topuk sesleriyle konuşan bir eve. açılıp kapanan kapılarıyla bir eve döndüm bazen. dünyaya sığdım da bir yatağa sığmadım bazen.