Kımıldama, bir santim bile
"Keskin mutfak aletlerine olan takıntının işe yarayacağı bir an geleceğini biliyordum." Soğuk metali sıyrılan tişörtümün altına bastırdı. "Umarım bu tişörte çok bağlı değilsindir bebeğim." "Ne yapıyorsun?" "Kendi servisimi kendim yapıyorum," deyip bıçağı tişörtümün altından kaydırarak altından yakasına
Ey gözlerimin aklığının, ruhumun berraklığının, duygulardaki saflığımın müsebbibi... Beni de al yanına. Beyaz güvercinler getirmedi mi selamımı? Bak ellerimle öldürdüm seni tanımayan sevdayı.
Reklam
Deniz Kızın soyu
Deniz yükselince seslenirmiş, deniz çekilince seslenirmiş. Derken kış gelip geçmiş, arkasından bahar gelip geçmiş; bir yaz günü topal balıkçı gene diz boyu dalgalarda dolaşıp sevgilisini çağırırken birden kulağına sığlıktan bir çocuk sesi çalınmış. Sanki bir çocuk ağlıyor, arada bir bas bas bağırıyormuş. Balıkçı koşmuş bakmış ki, ne görsün? Çıplak bir çocuk denizin tam kıyısında su­ lar içinde oturuyor, dalgalar vurdukça üzerinden aşıyormuş. Ço­cuk bir yandan da, «Kim benim babam? Nerede benim babam?» diye bağırırmış. Adam bunları işitince daha çok şaşırmış, ne yapa­ cağını bilmez olmuş. Tam o sırada çocuk görmüş onu, «Sensin benim babam! Beni al yanına, senin oğlunum ben!» diye ağlamaya başlamış. Gördünüz mü şimdi olanları? Adam oğlunu almış, evine gö­türmüş. Çabuk büyümüş küçük oğlan. Denizlerde avlana avlana yiğit bir avcı olmuş. Hem talihi öylesine açıkmış ki, ağatsa balıklar dolar, ok fırlatsa deniz hayvanını deler geçermiş. Delikanlının ünü dağları aşmış, ormanlara ulaşmış. Orman içinde yaşayan oymak­ lardan birinden bir kızla evlendirmişler, çok geçmeden çoluk- ço­cuğa karışmış. İşte Nivihler, Deniz Kızı soyu, bunlardan üremiş.
Saranın Hikayesi (Sara ve Kral Horkanos)
❝ Aşağıda İÖ 50 veya İS 50 yıllarına ait Ölüdeniz yakınında Kumran mağaralarında bulunan yazma eserden Sara'nın hikâyesi: Onun yüzüne bakınca o ne kadar güzel, başındaki saçlar ne ince, gözleri ne kadar güzel, burnu ne hoş. Bütün ışıltılar onun yüzünde, göğsü nasıl güzel! Beyazlığı ne sevimli. Kollarının görünüşü ne biçimli. Elleri ne kadar
Al beni yanına güzel kokulu devrimcilerin akıp giden günleriyle içimdeki yara ve direnenlerle.
Al beni yanına nidalar içinde ayaklanan akıp giden günlerle çocukların korunan sabahlarında. Mağrur ve dimdik duran küflü kemiklerin üstüne esen vatanın atlı yeli ve geri dönenle. Al beni yanına, alnımdaki hüznü sil ardımda yüksel.
Sayfa 22
Reklam
731 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.