Burada mısın ey okur ?
Tehlikeli Oyunlar oynamak istiyor insan …
Bir yazar düşünün , Oğuz Atay tabiki , Öyle romanlar yazıyor döneminin çok ötesinde ki yazıldığı dönemde değeri anlaşılamıyor maalesef , hatta günümüzde bile o kalibrede yazılmış roman yok , evet bir yazar düşünün böyle bir yazar işte Oğuz Atay…
Tutunamayanlar ile bu çetrefilli
"Bilirsiniz bu doktorları." İnsanlarla birlikte bulunma dediler. Yalnız kalma dediler. Üzülme dediler. Sevinme dediler. "Fakat hiç belli olmuyor. Aslan gibi adamlar devrilip gidiyor da biz, kör topal idare ediyoruz işte. Zahmete alıştık; onsuz yapamıyoruz. Ben de doktoru dinlemiyorum albayım. Bir sigara verin bana." Albay sevindi; kırmızı çiçekli sigara kutusunu açtı. Sermet Bey de yaktı, titreyen elleriyle. Sen bütün emekli albayların ümidisin Hikmet. Sen de, 'Bir sigara versene,' diyen askerlik arkadaşın gibi olursan, ne yapar bunca titreyen el? (Allah göstermesin.) Sen daha gençsin, bir yolunu bulursun. "Söndü galiba." Bir kere de sen yak, Hüsamettin Albayım. Nedir bu başımıza gelenler?"
Uzan şu divana da sözlerimi dinle,» dedi Hüsamettin Bey. «İnsanları tanımıyorsun Hikmet oğlum.»
Hikmet, uzandığı yerde, gözleri kapalı, albayın sözünü kesti: «Daha önce hiç karşılaşmadım da bu ülkede, ondan albayım. Siz arada bana gösterseniz...»
Albay devam etti: «İnsanları tanımıyorsun; çünkü, onların ilgisini çekmek ve kendini dinletmek isteseydin, merak uyandırıcı ve sürükleyici maceralarını bir roman kahramanı gibi bütün teferruatıyla gözlerimizin önüne sererdin.»
"Hüsamettin Bey tombul parmaklarıyla, hırkasının kollarını kıvırdı; beyaz gömleğinin kirlenmiş kollukları ortaya çıktı. Onlar da kıvrılınca, uzun kollu yün fanilasının kol uçları göründü. Hüsamettin Albay, en üste de onları kıvırdı özenle; bileklerinin üzerinde bir şişkinlik meydana geldi: Gömlek - hırka- faniladan iki kirli bilezik. Gömleğin