Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hazret-i Mevlâna, İslâm'ın hikmet-i vücudunu, bakınız, ne parlak bir ihtişam içinde tasvir ediyor: Maslahat ez dîneâ cenk ü şüküh, Maslahat der dîn-i İsa gâr ü kuh. "Bizim dinimizin temel gayesi: İslâm'ın izzet ve şevketinin bekasıdır. Bu sebepten en mukaddes savaşlara bu yolda girilir ve en temiz kanlar bu uğurda dökülür. Hazret-i İsa'nın dini ise; dağlara, mağaralara çekilip, oralarda istiğraklara dalma gayesini temel prensip olarak kabul eder." Hazret-i Mevlâna'nın, bu İslâm anlayışının; son yıllarda, o ihtişamlı tesbit ve tarifin ruhundan uzaklaştırılarak, müphem ve sakat "hümanizma" anlayışlarına kaydırılmak istenildiğine üzülerek şahit oluyoruz.
• Dedemin, "Ağzınızdan çıkan sözleri melekler kaydediyorlar." ifadesi, bugün yeni kayıt usûlleri ve "Kâinat boşluğunda hiçbir titreşim kaybolmuyor." buluşu ile daha da açıklık ve tabiilik kazanmaktadır. Yarının, İlâhi Kelâm'ın daha iyi anlaşılmasına, daha pek çok bilgi ve buluşlarla yardımcı olacağından ise hiç şüphemiz yok.... Dedemin dediği gibi: Gözü, sözü, özü temiz olmak Müslüman ahlakının temel kaideleridir..
Sayfa 164
Reklam
"Efendim, Peygamber-i Zîşân, acaba neden on üç sene Mekke'de kaldı da Medine'de on sene kaldı? Neden daha önce hicret etmedi? Bunun sırrı, ilâhî hikmeti acaba ne idi?" Bu suale âcizane diyordum ki: Temel atıyordu... İnsan yetiştiriyordu, kadro yetiştiriyordu. Bu öyle bir kadro idi ki, artık "acaba mı ki" si yok! İşin hazır askeri. Her şeye hazır. O askerle, o orduyla Medine-i Münevvere'ye geldikten, aynı ruhu Medinelilere, ensarına da telkin ettikten sonradır ki Bedir Harbi'ne sıra gelir...
Sayfa 280Kitabı okudu
Soru budur: "Yoksul olmak günah mı yani?" Ekmek Arası romanının bir yerinde onlara eğitim veren kişinin ağzından sanki bu soruya bir yanıt verilir: "Yenilgi bir hastalıktır."* Bu bütün Amerikan rüyasının altında yatan temel düşüncenin özetidir de bir bakıma.
Sayfa 87 - * Ekmek Arası sayfa 131Kitabı okudu
Sosyalizmin amacı, çalışmayı, giderek ortadan kaldırmaktır; bu bir yanıyla çalışılacak zamanı azaltmak ve diğer yanıyla da, çalışılan zamanı bir hoşzaman geçirmeye dönüştürmek anlamına geliyor... Hoşzaman kavramıyla birleştirilmediği takdirde sosyalizmde çalışmanın insanın temel ihtiyacı olacağı görüşünü, tümüyle doğru bulmayı mümkün göremiyorum; sosyalizm hem hoşzamanı artırmak ve hem de çalışmayı hoşzaman haline getirmek durumundadır. Marx'ın ekonomik modelini kurarken, On yedinci yüz yıl ve çevresindeki İngiliz ekonomisinden etkilendiği düşünülürse, sosyalizmin amacının çalışma ile hoşzamanı özdeşleştirmek olduğu görüşüm daha az yadırgatıcı görülebilir.
Öncelikle çalışmanın yüceltilmesinin ve en büyük değer haline getirilmesinin kapitalizmin kitabında yazdığını söylememiz gerekmektedir. Bukowski de hayatı ve eserleriyle, bu kapitalist düzendeki sıradan insanlar gibi çalışma yaşamına katılamamasıyla, bu hayatla mutlu olamamasıyla ve bundan sürekli kaçmayı hayatının temel davranış motifi yapmasıyla sol düşünceye yaklaşmakta ve solculuk alanının zenginleşmesi açısından ilginç bir örnek oluşturmaktadır. Bukowski, yarattığı imaj düşünüldüğünde, bu zenginliğe katkıları daha da önemli olabilecek bir isim durumundadır.
Reklam
Oysa artık insanın özgürleşmesi ve kendini gerçekleştirmesi için iş dışı kalan zamanın işin uzantısı olması yerine, işte geçen zamanın yaşamak eyleminin uzantısı olması gerekirdi. Bugün yaşamımızı biçimlendiren temel düzenekler büyük bir çarpıklığı barındırmaktadır. (...) Büyük insanlık kreşinin müdavimi olarak hayatımızın büyük kısmını harcamak zorunda kalıyoruz. Böyle bir cenderede kendimizi gerçekleştirdiğimizden kim söz edebilir.
Bir düzenin taşıyıcı kolonlarından bazılarına hücum ederken bazılarına sımsıkı sarılmak, karşıma çıkan en yaygın çelişkilerden biri oldu. Bukowski'yi "solculuk" kümesinin dışında bırakan en önemli etkenler bunlardır. Kapitalist düzene karşı çıkıp kapitalizmin ahlak anlayışını büyük bir tutku ile savunmak düzen karşıtlığının lafta kalmasıdır. Ülkemizdeki solculuk, bu anlamda hem köylülükten yeteri kadar kopamamış hem de kapitalist sisteme sanıldığı kadar karşı değildir. Bunu başka bir biçimde söylersek somut olarak karşımıza çıkan temel manzara kapitalist düzenden memnuniyettir. Zaten düzen değişmiyorsa, orada büyük bir uyum vardır ve kitleler, aydınlar genel olarak düzenden memnundur.
32 syf.
·
Puan vermedi
Yaklaşık iki hafta önce uygulamadan gitme kararı aldım. Çünkü sadece bir kitap uygulaması olmadığı gibi kitaplarla alakalı yapılan paylaşımlar haksız etkileşim alıyor. Ama bu çok tuhaf soruşturma kitabına inceleme yazmalıydım :)) Ferhan Şensoy’u tanıtalım? Başarılı biri. Ferhan Şensoy, 26 Şubat 1951 tarihinde Samsun'un Çarşamba ilçesinde
Çok Tuhaf Soruşturma
Çok Tuhaf SoruşturmaFerhan Şensoy · Ortaoyuncular Yayınevi · 199883 okunma
532 syf.
·
Puan vermedi
Kendime Notlar
Bismillahirrahmanirrahim Tefsirin 14. cildinde Seyyid Kutub Kaf, Zariyat, Tur, Necm, Kamer, Rahman, Vakıa, Hadid, Mücadele, Haşir, Mümtahine , Saff, Cuma, Münafıkun ve Tegabün surelerini tefsir ediyor. Fizilal'in klasik bir tefsir kitabı olmadığı kesin, ve bence Seyyid Kutub bu sureleri tefsir ederken şimdiye kadar olan kısımdan daha bir
Fi Zılali'l- Kur'an 14.Cilt
Fi Zılali'l- Kur'an 14.CiltSeyyid Kutub · Araştırma Yayınları · 19931 okunma
Reklam
Bukowski'nin bir yapıtında dediği ve benim de üzüntüyle tekrar ettiğim gibi "kullanılabilir sürüyle beden" e dönüşüyorlar. Bu insanlar, bu bitmiş, içi boş, gerçekte yok hükmündeki eğitim sisteminde istatistikleri kabartacak biçimde zorunlu olarak kitap okusalar ne olur okumasalar ne olur. Sadece içim acıyor ve hatta korkuyorum. Bir taraftan da bu kadar önemli bir sorun varken, hatta bundan daha önemli bence bir başka sorunumuz olmamasına rağmen, bu sorun yerine ne konuşursak konuşalım boş konuşuyoruz. İnsanlarımıza 21. yüzyılın gerektirdiği temel becerileri veremiyoruz, onları eğitemiyoruz, onlara hiçbir şey öğretemiyoruz. Kendimizi kandırıyoruz. Bence kaçınılmaz faşizmin kitle tabanı şimdiden oluşmuş durumda. (2013 notu)
Sayfa 124Kitabı okudu
Türkiye'nin en temel sorunu insanlarını yaşadığımız çağın gereklerine uygun olarak eğitememesidir. Ama içeriği boş diploma vererek istatistikleri kabartmak, dolayısıyla kendi kendimizi kandırmak konusunda bayağı iyiyiz! (Not: 2017 yılının sonunda bu konuda görüşüm değişmedi.)
248 syf.
5/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Beklentilerimin altında kalan kitaplar arasına giren bir başka kitap. İlgisini çekenler ve beğenenler olabilir saygı duyuyorum ama benim ilgimi çekmedi maalesef
Bütün Şiirleri ve Kompozisyon Felsefesi
Bütün Şiirleri ve Kompozisyon FelsefesiEdgar Allan Poe · Hece Yayınları · 20211,327 okunma
Hürriyet Kasidesi
Namık Kemal divan şiirine karşı olan biridir. Hürriyet Kasidesi ise dönemin " oluşturulmak istenen veli insan tipinin manifestosu" niteliğinde bir metindir. Tanzimatla birlikte başlayan kırılmanın ferdi boyutta ve toplumsal boyutta nasıl yankı bulması gerektiğinin altını çizdiği için HK son derece önemlidir. Hatta bir metinle tanzimat
POLTAVA VE ÖTESİ Demirbaş Şarl'dan gelen teklifleri Sadrazam Âli Paşa, Özi muhafızı Yusuf Paşa vasıtasıyla şöyle cevaplandırmıştı: — Cezayirlilerin zapettiği İsveç kalyonu kendilerine iade edilsin diye Cezayir'e emir verilemez. Zira hadise Türk İsveç sözleşmesinden öncedir. Bundan böylesi için, Cezayire, İsveç gemilerine
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.