Aşk, görme engelli bir coşku, görmezlikten kaynaklanan bir bağdır. Oysa sevgi, bilinçlice bir bağ; apaçık, duru bir görmenin sonucudur. Aşk genellikle içgüdüden su içer, içgüdüden kaynaklanmayan başka bütün olgular değersizdir. Oysa sevgi ruhun içinden doğar, bir ruhun yükselebileceği bütün yerlere, sevgi de onunla birlikte doruğa tırmanır.
Aşk,
Kitap güzel bir girizgah ile başlıyor ve ben de bu cümle ile başlamak istiyorum. “Gençlik geleceğin tohumdur.”Tohum ne kadar kaliteli olursa ürün o kadar güzel olacaktır,tohumu nereye ekersen orada filizlenip yeserecektir. Lağım suyu ile beslenen tohum da filizlenir elbet, yağmur suyu kar suyu ile beslenen tohum da filizlenir. Bizim tohumumumuz ;
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
İbn Mesûd (r.a)'dan rivayet edildiğine göre Rasülullah (sav) şöyle buyurdu:
1- Allah Teâla ilmi, insanların arasından bir anda çekip almaz. Fakat ilmin çekilmesi âlimlerin ölmesiyle gerçekleşir. (İnsanlar ilme değer vermedikleri için o toplumdan yeni bir alim çıkmaz; ilim sahibi kişiler yetişmez olur.)
2- Sonunda ortada hiçbir âlim kalmayınca, halk cahil liderler edinir ve (bütün meselelerini) onlara sormaya başlar. Onlar da (Kur'an ve sünnete dayanmadan) ilimsiz fetva verirler. Böylece hem kendilerini hem de izinden giden insanları saptırırlar.
İlme değer vermek, ilim sahibine değer vermekle olur.
Bu toplumda hem ilme ağıt yazılacak, ona sözle önem verilecek ve o övülecek, başının tacı yapıldığı iddia edilecek, sonra tutulacak ilim sahiplerine aldırış edilmeyecek hatta düşmanlık beslenecek.
İlim adamı bir takım hareket ve davranışlarla aşağılanacak olursa çelişkiye düşülmüş olur ve sözle övülen ilim de yeşermez, gelişmez.
İlim, ancak ilim adamında bulunur. İlim kendi başına müstakil, muşahhas, somut bir varlığa sahip değildir. Ona sahip olana âlim denir ve âlimsiz ilim olmaz.
Hz. Peygamber âlimin bu rolünü çok iyi anladığı için şöyle söylemiştir: “Yüce Allah, âlimlerin kalplerinden ve kafalarından ilmi soyup sıyırarak çekip almaz." Âlimler ölünce, onların yerine geçecek yeni âlimler yetişmez ve böylece iş cahillerin elinde kalır. Onlar da milleti yoldan çıkarır ve helâk ederler.
Demek, ilim âlimle var olacağına göre, âlime önem vermek ve onu yüceltmek gerekir ki ilim de yükselsin. İlim iki şey ister. Hürriyet ve imkân.
Herkes bilir ki ilim kudret helvası gibi gökten inmez. Alim ot gibi yerden bitmez Alım yetişmek için manevi bir hava iklim ve muhit ister .
Herkesin bilmesi lazımdır ki emniyet hürriyet ve adalet olmayan bir yerde ilmin istediği hava iklim ve muhit yoktur bunlarsizda ilim hayatı doğmaz ve alim yetişmez...
Prof Ali Fuad Başgil