Ey Allah'ın kulları, şunu iyi bilesiniz ki siz, ne zaman sona ereceğini bilmediğiniz bir hayatı tamamlamak için sabah akşam yol almaktasınız. Eğer Allah'ın razı olacağı bir işi yaparken, hayatınızı sona erdirebilecekseniz hiç durmayın bunu yapın. Buna da ancak Allah'ın yardımıyla güç yetirebilirsiniz. O halde, hayat müddeti bitmeden iyi amellere koşunuz. Yoksa bu defa gevşekliğiniz sizi, fena amellere çeviriverir.
Bazı topluluklar, ölüm başkalarına gelecekmiş gibi davrandılar. Onu umursamadılar, kendilerini unuttular. Onlar gibi olmamanızı tavsiye ederim. Vakit geçmeden, aklınızı başınıza toplayın. Çünkü sizin ardınızda, sizi yakalamaya pek hevesli, işini çabucak bitiren bir ölüm vardır. Ondan kurtuluş ise hiç yoktur. (...)
Ve ey Allah'ın kulları, bir de sizden evvelkileri düşünün. Onlar dün nerede idiler, bugün neredeler?.. Yeryüzünü bir başka şekle sokan ve yüksek binalar diken meliklere ne oldu?.. Hepsi unutuldular. İsimleri bile hatıralardan silindi. Onlar bugün artık hiç dünyaya gelmemiş gibiler. "İşte, yaptıkları zulümler sebebiyle ıpıssız kalan yurtları."
Onlar ise mezarların karanlıklarında çürüyüp gittiler. "Sen onlardan herhangi birini görebiliyor musun?... Yahut onlara ait bir fısıltı işitebiliyor musun?.."
Nerede tanıdığınız arkadaşlarınız, dostlarınız?.. Onlar gittiler, önceden takdim ettikleri amelleriyle buluştular. Mutlu, ya da mutsuz oldular.
(...) Şunu da bilesiniz ki, sonu cehennem olan hiçbir faydada hayır yoktur. Sonu cennet olan hiçbir zararda da şer yoktur.
Böylece sözlerini bitiriyor, şahsım ve sizler için Allah'tan mağrifet niyaz ediyorum.