Huzursuzluk...
* Tadında Spolier vardır! (Spoiler görmek isteyene, spolier'de görünebilir okumak istemeyen, en sondaki linke tıklayıp, onu izlesin. Bu kadar yazının bir çift göze sığdırılmış halidir o gözler.)
i.hizliresim.com/363MqO.jpg
Katkılarınızdan dolayı teşekkürlerimi ve şükranlarımı iletiyorum: 
• Öf • ッ ,
Susmayın!
Kimse yaşanan zulmü görmezden gelmesin! O evlatlar bizim de evladımız olabilirdi, O anne biz, O baba biz olabilirdik. Hâlâ o kıyafeti güzel temizlemiyor, yıpratıyor, bardakları matlaştırıyor, o kahve gibi güzel kahve yapan bir yer yok diyecek olan insanlığından, vicdanından şüphe etsin. Starbucks'ta hâlâ hava atmaya, egosunu tatmin etmeye
~~ ALLAH'ın Sevgisini Kaybetme Korkusu ~~
***
Bizim için kâinata hayat veren, o kâinatı ayakta tutan ve koca kâinatı bize boyun eğdiren bir Zât'ın kullarıyız. Sevgi ispat isterse eğer, bu, ALLAH'ın bizi sevdiğinin ispatı değil de nedir? Ve insan böylesine Yüce Bir Sevgiyi kaybetmekten hiç korkmaz mı?...
***
HAVF VE RECA NEDİR?
“Allah katındaki durumum nedir?”, “Yaptığım ameller beni cennete ve Allah’ın rızasına kavuşturmaya yetecek mi?” gibi soruları kendine soran, bu tür kaygıları duyan bir kişi havf durumu yaşıyor demektir.Havf, Arapça bir kelime olup korku, endişe, kaygı duymak demektir. Günaha düşme endişesi, yaptığı amellerin Allah katında makbul olup olmadığı korkusu kişiyi Allah’a ve salih ameller işlemeye daha da yakınlaştırıyorsa bu, yerinde bir korkudur.Allah’ın rahmetinden ümidini kesmemek, O’nun lütfuna nail olacağını ummak, sonunun iyi olacağını düşünüp sevinmek ise reca hâlidir.Reca da ümit etmek demektir. Tövbe eden birinin affedileceğini, salih amel işleyen birinin sevap kazanacağını ümit etmesi recaya girer. Fakat tüm bunlar mümini gevşekliğe sürüklememeli, insandaki recayı, havf duygusu dengelemelidir. “Allah’ın rahmetini umarlar, azabından korkarlar” (İsrâ, 17/57) ayeti de müminde her iki duygunun birlikte olması gerektiğini göstermektedir. “Korktuklarımızdan emîn, umduklarımıza nail eyle!” bu hâle işaret eden bir duadır.
—Allah korkusu nedir bilmediğini söylemişsin, aslı var mı?
—Sevdiğimden neden korkayım? —Siz sevdiklerinizden korkuyor musunuz?
