"Bize Halık'ımızı tanıttır, muallimlerimiz Allah'tan bahsetmiyorlar." dedi bir grup genç Bediüzzaman'a...O da dedi ki,
"Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisan-ı mahsusuyla mütemadiyen Allah'tan bahsedip Hâlık'ı tanıttırıyorlar. Muallimleri değil, onları dinleyiniz."
Bediüzzaman Said Nursî
Sayfa 151Kitabı okudu
Huzur bulmak,O'nun huzurunda olmanın adı değil midir?
Ve madem Allah ezeli ve ebedi,
o Sonsuz'a,itaat,ibadet ve tefekkürle yakınlaşmak,
darlıktan ve daralmaktan kurtulmanın yegâne çaresi değil midir?
Sayfa 144Kitabı okudu
"İnsanı Allah yaratmadıysa,
niçin insan yalnızca Allah'a teslim olunca mutlu oluyor?
İnsanı Allah yarattıysa,
niçin insan Allah'a karşı bu kadar asi oluyor?"
Pascall
Sayfa 77Kitabı okudu
...
Tolstoy'un ifadesiyle,
"Ruhu Allah'a yöneliş ateşiyle alevlemedikçe,
zayıf ve zavallı bir hayvan gibidir insan."
Lev Tolstoy
...
Sayfa 69Kitabı okudu
ŞEHADET VAKTİ
22 Ağustos 1966'da Seyyid Kutub'a idam cezası verildiğinde, Assam el-Attar'ın kitabında anlattığına göre Kutub bu kararı tebessüm ve Allah'a ka-lvuşmanın verdiği büyük bir mutlulukla karşılamıştı. Muhammed Ali Benna'nın dediğine göre Seyyid Kutub'un asılmasına asıl sebep "Yoldaki İşaretler" adlı kitabı idi.
Yüksel yayıncılıkKitabı okudu
Bugün artık kutsallaştırdığı uzvî yapının sakat sinirleriyle kıvranan nesli tedavi için, tam hastalığın bulunduğu yerden işe başlamak gerekiyor. Uzviyetten ilme, ilimden felsefeye, felsefeden sanat ve ahlaka ve nihayet dine yükselmemiz lazımdır. Böyle adım adım yürüyüş, hasta, hem de şaşkın bir nesli Allah'a götüren yolda yeniden canlandırabilir. Bu iş bir MAARİF işidir ve bir neslin kurtuluşunu ancak MAARİFİN yükselmesinde aramak lazımdır.
Sayfa 29 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
Kur'an'ın ferman buyurduğu ve gerçek ilme vakıf olan basiret ehlinin şehadet ettiği şekilde dünya işleri ile ahiret nimetlerini bir arada toplaman mümkün olmayınca, en önemli olan şey, ebedî olarak devam eden ve baki kalandır. Bu durumda dünya bir konak yeri olur, beden merkeb olur, ameller de gayeye doğru bir yürüyüş olur. Maksat da, ancak Allah'a kavuşmaktır. Bütün nimetler oradadır. Ne var ki, bu ilmi pek az kimse bilir.
Bugün artık kutsallaştırdığı uzvî yapının sakat sinirleriyle kıvranan nesli tedavi için, tam hastalığın bulunduğu yerden işe başlamak lazım geliyor. Uzviyetten ilme, ilimden felsefeye, felsefeden sanata ve ahlâka ve nihayet dine yükselmemiz lazımdır. Böyle adım adım yürüyüş, hasta, hem de şaşkın bir nesli Allah'a götüren yolda yeniden canlandırabilir. Bu iş bir maarif işidir ve bir neslin kurtuluşunu ancak maarifinin yükselmesinde aramak lazımdır.
Sayfa 29Kitabı okudu
Nefis diyalog.
- Sonra da kendimize mahsus, şartlarımıza uygun yeni bir hayat kurmağa çalışacağız. Hayat bizimdir; ona istediğimiz şekli vereceğiz. Ve o şeklini alırken, kendi şarkısını yapacak. Fakat fikre, sanata hiç karışmayacağız! Onları hür bırakacağız. Çünkü, onlar hürriyet, mutlak hürriyet isterler. Masal bir anda, biz istiyoruz diye teşekkül etmez. O
Sayfa 92 - İKİNCİ BÖLÜM: NURANKitabı okudu
Saf bir kalb, halis bir niyet ve tertemiz vücutlarla, ruh ve fizikle ve topluca Allah'a doğru yürüyüş, şu güneş ve gökkubbe altında ne kutlu bir yürüyüştür.
Diriliş Yayınları
