Beni görünce bakışlarını benden kaçırmak istedin, öyle mi? Merhametsiz! Seni gördüğüm zaman gönlümden geçenleri biliyor musun sen? Gözlerimi kapatıp açıncaya kadar geçen vakitte hayatım elimden gidiyor sanıyorum. Allah'a şükürler olsun ki sen de beni seviyorsun gönlün sana baskın geliyor. Sen beni bir kere gördün, ben de seni bir kere gördüm. İkimizin de gönülleri eş yaratılmış Allah’ım beni sana seni bana yazmış! Sen ruh, ben vücut! Sen aşk, ben yürek! Güneşe benziyorsun sen; sana baktıkça gözlerimi kamaştırıyorsun. Ben ise bir gölge gibi, sadece senin ayaklarının dibinde sürünüyorum. Bu dünyada birbirimizden ayrı kalsak öteki alemde kavuşuruz. Ayrı görünür yine bir araya geliriz. Bana söz ver; ister ayrı kalalım, ister bir olalım dünyada ve ahrette benden başka kimsenin yari olmayacaksın.
Son zamanlarda çok düşündüm ve çok değiştim. Mutlu olmanın tek yolu sevmektir. Kendini düşünmeden sevmek; herkesi ve her şeyi. Her yöne doğru, yakına gelen herkesi içine alacak bir sevgi ağı örmek. Vanyuşa'yı, ihtiyar Yeroşka'yı, Luka'yı ve Marianka'yı...
Öncelikle gerek oyunculuğu, gerekse iyi niyeti ve son derece kaliteli bir insan oluşuyla öne çıkan, hayranı olduğum isimlerin başında yer alan ve 'Haşırt Dı Bilekbord' isimli kitabın yazarı Sayın Zafer Algöz'ü selamlayarak sözlerime başlamak isterim. Oyunculuk hayatında pek çok büyük isimle yaşadığı anıları, hikayeleri son derece mizahi bir anlatımla yer vermiş üstat. Hayranı olduğum ismin hayatından geçen hikayelerini okurken kahkahalar attığımı belirtmeliyim herhalde daha önce hiçbir kitabı okurken bu denli keyif aldığımı, güldüğümü hatırlamıyorum. Zafer Algöz'ü tebrik ederim oyunculuğu gibi kalemi de son derece güçlüymüş. Yeşilçamın üstatlarıyla yaşadıklarına yer verdiği bu kitabı kesinlikle tavsiye ederim.