bu şehirde doğdum, büyüdüm, yaşadım ve gidiyorum...sözlerini ezbere bildiğim bir şarkıydı İstanbul... bir zamanlar, eskidendi ama... Peki ya şimdi...bakıp da göremediğim, duyup da anlayamadığım, bilip de kaybolduğum bir şehir oldu. Gidiyorum artık...
Sürdürülebilirliğin en önemli parçası, sürekli eğitim. Gelişen ve değişim gösteren dünyaya uyumlu yaşam tarzı. Teknoloji gelişiyor. Artık faks cihazları yerine e-postalar ile iletişim kuruluyor. Dijital imza her türlü anlaşma için geçerli.. Ev ofisler (home office) çoğaldı. Hatta uzaktan eğitimler var.Beğenmediğiniz bir kanalı seyretmek yerine önünüzde onlarca seçenek var. Alış veriş için de aynı şey geçerli.Her türlü bilgiye anında ulaşabilme özgürlüğümüz var...Her geçen gün tüketici alışkanlıkları değiştiği gibi bireysel ve profesyonel alışkanlıklar da değişiyor.
Sanki bu günleri anlatıyor kitap. Adından da anlaşılıyor zaten. Pandemiyle birlikte çok şey kalıcı olarak değişti hayatımızda. İnsanlar evlerinden çalışıyor, eğitim uzaktan yapılıyor, alış veriş internetten yapılıyor. Teknoloji hepimizin odak noktası oldu. Alışmamız ve değiştirmemiz gereken daha çok şey olacak hayatlarımızda. Kendimizi sürekli geliştirmemiz gereken bir zaman dilimindeyiz aynı zamanda. Kitap henüz çıktı fakat iki yıl önce yazıldığını biliyorum. Bu anlamda günümüz şartlarına bocalamadan uyum sağlamak için bir kılavuz desek yanlış olmaz.
Hiç sevmem şu sözü, oldum olası...'İmkansız'...Unutma, imkansız, senin olma olasılığı düşük bir şeye yüklediğin anlam! İmkanı imkansız yapan insanın düşüncesidir. Durumun kendisi değil.Düşünceni değiştir!
Bediüzzaman Said Nursî de okuyun. Ateizm ve evrim kitapları da okuyun, fıkıh ve teizm kitapları da okuyun...
Kitap dünyası bir gökkuşağı gibidir. Nasıl ki gökkuşağından bir renk çıkardığımızda gökkuşağının anlamı kalmıyorsa edebiyat dünyası da böyledir benim için.
İnsanları ötekileştirmememizin elzem olduğu bu dünyada kitaplar da en az insanlar kadar ırkçılığa uğramaması gereken değerlerimizdir.
Uzun zaman önce okudum. Kitabı başucu kitabım yapmayı düşünmüştüm o zamanlar. Fazla altı çizilesi. Kitabın beni en çarpan yeri insanların, dün düşündüğü şeylerin çoğunu bugün de düşünüyor olmaları konusunda bir cümlesiydi. Yani aslında her gün düşündüğümüz çoğu şey, önceki günlerde düşündüğümüz şeyler. Halbuki beynimiz kısır döngü yerine daha kıymetli işlere yorulmalı.Bu tarz bir mesaj veriyordu. Kişisel gelişim kitapları okumuşluğum çoktur. Alanında uzman yazarlar olmadığı sürece pek ilgimi çekmiyor artık. Psikolojik danışman olarak bunların sadece boş cesaretlendirmeler olduğunu düşünürüm ve vakit kaybıdır. Orada yazılanlar orada kalır uygulayamazsınız.Hele bu türe ilgisi olmayanlar için fazla öğütvari gelebilir. Ama eğer illa kişisel gelişim okuyacağım diyorsanız bence bu kitap tercihleriniz arasında olabilir. Ben okuduğumda "İşte budur." dedirtmişti. Kitapta yazılanları tabiki uygulayamadım fakat okumaktan ve yazılanlardan büyük keyif aldım. Şu an o zamankine daha birikimliyim. Bi de şimdi okuyup öyle yorumlamak gerekli diye düşünüyorum.
Benim baş ucu kitabımdır. Kişisel gelişim, 10 küsür yıldır ilgi duyduğum, üzerine araştırma yaptığım bir alan. Bu konuda biriktirdiğim her bilgiyi blog23.org adresinden kendi blogumda paylaşıyorum. Benim için bu yolculuk Robin Sharma ve Ferrarisi' ni satan Bilge ile başlamıştı . Hayat klavuzumdur bu kitap. Kesinlikle tavsiye ederim. Çok yerinde bir inceleme olmuş.