232 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Nasıl başlamalıyım ki ? Kitabı bitirdikten sonra acaba ben mi anlamadım yada bu roman Godot'yu Beklerken romanından mı esinlenmiş diye sordum kendime ? Godot nasıldı derseniz incelememe bakabilirsiniz ( #13392491 ) Tatar Çölü'nü okuyanların incelemelerine şöyle bir göz attım
Metin T.
Metin T.
' nin incelemesini kopyala yapıştır
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,5bin okunma
Günce | @zikodima
Bugün çok kez girdim siteye. Her hafta sonu gibi. Kıran kırana, kısır didişmelere heba ediliyordu her şey. Her şey ben haklıyım paylaşımlarının dişlilerine atılıyor, öğütülüyordu. Ne işim var burada diye düşündüm. En doğrunun kendi olduğunu düşünen milyonların mezarlıklarda çürümüş bedenlerinden arta kalan göğüs kafeslerinden kimin erkek kimin
Reklam
1965 Yılının zemheri ayında, duydum ki komşunun evde unu bitmiş, çocukları aç. Çağırdım hanımı durumu anlattım: ” Allaha şükür unumuz fazlasıyla var, komşunun hiç unu kalmamış, beş çocuğu ile perişanmış. Bir çuval un verelim!” dedim. Eşim her zaman olduğu gibi yine cimriliği tuttu: ” Benim de beş çocuğum var, ne malum ki, gelecek yıl buğday
Kırmızı Caka bir Mercedes'ti. Boya yetmemiş olmalıydı ki, ön kapağında dalga dalga açıklıklar vardı. Abdullah bu arabayı getirip tuzlanmış çağla yeşili evin önüne park ettikten hemen sonra nedense ortadan kaybolduğu için, yaklaşık iki ay var ki Kırmızı Caka, başka hiçbir cart kırmızı arabaya nasip olmayan bir huzurla tatlı tatlı uyukluyordu
Doğan Kitap
ATATÜRK
Yıl 1923... İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci olduğum sıralar, okul duvarında bir ilan gördüm: “Avrupa’ya talebe yollanacaktır.” “Allah Allah” dedim! Ülke yıkık dökük, her yer virane, Lozan Anlaşması yeni imzalanmış, bu durumda Avrupa’ya talebe... Lüks gibi gelen bir şey... Ama bir şansımı denemek istedim. 150 kişi içinden 11 kişi seçilmişiz. Benim ismimin yanına Atatürk, “Berlin Üniversitesi’ne gitsin” diye yazmış. Vakit geldi, Sirkeci Garı’ndayım ama kafam çok karışık. Gitsem mi, kalsam mı? Beni orada unuturlar mı? Para yollarlar mı? Tam gitmemeye karar verdiğim, geri döndüğüm sırada bir posta müvezziinin sesini duydum: “Mahmut Sadiiii!... Mahmut Sadiii! Bir telgrafın var.” Yaklaşıp “Benim” dedim. Telgrafı açtım, aynen şunlar yazıyordu: “Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz.” İmza Mustafa Kemal Telgrafı okuyunca düşündüklerimden olağanüstü utandım. “Şimdi gel de gitme, git de çalışma, dön de bu ülke için canını verme” dedim. Düşünün... 1923’te o kadar işinin arasında 11 öğrencinin nerde, ne zaman, ne hissettiğini sezebilen, ona göre telgraf çeken bir liderin önderliğinde bu ülke için can verilmez mi? Gittim, çok çalıştım, çok başarılı oldum. Ülkeme “alev” olarak döndüm. Önce İstanbul Üniversitesi Genel ve Beşeri Fizyoloji Enstitüsü’nü kurdum. Kürsü başkanı oldum. Daha sonra ülkemin başbakanlığını yaptım. Ben kim miyim? Ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bilim adamıyım... Sadi Irmak
76 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
“Şair bir tahrip etkenidir, bir virüstür, kılık değiştirmiş bir hastalıktır ve harikulade biçimde belirsiz olmasına karşın alyuvarlarımız için en vahim tehlikedir. Onun çevresinde yaşamak mı? Kanımızın inceldiğini hissetmektir bu; bir kansızlık cenneti düşlemek ve damarlarımıza gözyaşlarının aktığını işitmektir.” (E.M.Cioran) Aklım şiir hakkında
Ah'lar Ağacı
Ah'lar AğacıDidem Madak · Metis Yayıncılık · 202121,4bin okunma
Reklam
1.000 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.