“Kralın dinini eşleri belirliyor," diye devam etti. “İspanya Prensesi ile evlendiğinde bizzat Papa tarafından kutsandı ve İmanın Savunucusu unvanını aldı. Leydi Anne Boleyn'le evlendiğinde reformun ışığını gördü ve bağnazlıktan uzak durdu Kraliçe Jane'le tekrar Katolik oldu ve eğer karısı ölmeseydi, kesinlikle Papa tarafından tekrar kutsanacaktı Şimdi Papanin dostu değil ama ülke baştan aşağı Katolik. Kendisi de her an yeniden Katolik olabilir. Ama sen onu iyi yönlendirirsen, ki mutlaka öyle yapmalısın, o da kendini Protestan bir kral ve Protestan bir lider olarak ilan eder ve bize katılır'
- Sormak istediğim bir şey var, dedim sonunda. Tanrı’ya inanıyor musun?Sakerdon Mihayloviç’in alnında çaprazlamasına bir kırışık belirdi ve şöyle dedi: “Hayatta kötü form gibi bir şey var. Cebine tam iki yüz ruble koyduğunu fark ettiğin biradamdan sana elli ruble borç vermesini istemek kötü formdur. Sana parayı vermesi ya da vermemesi ona kalmış birşey; ve seni reddetmesinin en uygun ve anlaşılır yolu diyelim ki parası olmadığını söyleyerek yalan söylemesidir. Amasen onun parası olduğunu görmüşsündür ve bu yüzden senikolayca reddetme şansını onun elinden almışsındır. Onudoğru seçim yapma şansından mahrum etmişsindir ve bupis bir hiledir. Dolayısıyla birine, ‘Sen Tanrıya inanıyor musun?’ diye sormak kötü niyetli bir şeydir ve kötü formdur.”