504 syf.
7/10 puan verdi
''Aşk tedavisinden sonra sonsuza dek mutlu ve güvende olacağımı söylediler. Ve ben, onlara hep inandım. Şimdiye dek. Şimdi artık her şey değişti. Artık, bir yalanın baskısı altında yüzyıl yaşamaktansa, aşk hastalığıyla geçireceğim kısacık bir ömrü tercih ederim.'' Yine distopik kitaplar ve ben . Aşk bir hastalık olarak nitelendiriliyor ve adına amor delirim nervosa deniliyor. Hükumete göre aşk tedavi edilmesi gereken bir hastalık ve insanlar 18 yaşında ameliyat olmak zorunda. Bu ameliyat sadece aşkı elinizden almıyor aynı zamanda tüm duygularınız ve anılarınıza da elveda demek zorunda kalıyorsunuz. Hükumet sizin adınıza her şeye karar veriyor; dinleyeceğiniz müzik, eşiniz, kaç çocuğunuz olacağı... Daha fazla bilgi vermiyorum. :)) Öncelikle fikir oldukça yaratıcı geldi, karakterler etkileyici ve güçlü. Tabi ki erkek karakter olan Alex olmasaydı kitabın ilk yarısı okunur muydu bilmiyorum. Konusu çok farklı geldiği için okumaya başladım kitap biraz yavaş ilerliyor, zaman zaman sıkıldım ama öyle bir son vardı ki kitapta kitabı okuyan insanların çoğunun 'nasıl yani' dediğini düşünüyorum. Üçleme olduğunu kitabı bitirdikten sonra öğrendim ve merak ettiğim çok yer var, diğer iki kitabı okumayı düşünüyorum.
Deliryum
DeliryumLauren Oliver · Artemis Yayınları · 2014198 okunma
141 syf.
8/10 puan verdi
Sabahattin Ali diyince akla Kürk Mantolu Madonna gelir. Popüler diye tabir ettiğimiz olay tam da budur. Kitap efsanedir ama bir de Sırça Köşk var. En az onun kadar güzel, etkileyici. Ruhunu ekmek parasına satanlardan olmayacağım diyor üstad.. Anadolu'da tarlasını satıp ameliyat olmaya çalışan garibanları, Almanya'da yayınladığı makalenin altına adını yazması yasak olan Yahudi doktorları anlatıyor. Yüreğine sağlık, var olsun.
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,9bin okunma
Reklam
İnsanın yininde “ameliyat” yapmak için onu bayıltmak gerekir.. Ruhunda yapmak için ayıltmak.
“Kişiliğimin bir bölümünü aldırayım diyorum ara sıra. Yatayım bir ameliyat masasına, ayıklasınlar beni. Aceleciliğimi alsınlar mesela. Haksızlığa dayanamayışımı; birazını çıkarıp tıbbi atıklar bölümüne göndersinler. Boşalan yerlere daha fazla “hayır” diyebilmeyi koysunlar. Hassasiyetin en az yarısını çıkarsınlar. Onun yerine sert davranma protezi koysunlar. “Arlı arından korkar; arsız sanır benden korkar,” diyorlar. Doğru diyorlar. Ar'ımın da birazcığını ar transplantasyonu yapıp versinler ihtiyaç sahiplerine.”
" Biz ne zaman büyürüz annelerimizin gözünde? Sahi ne zaman? Kaç kitap yazınca bir romancı, kaç albüm çıkarınca bir müzisyen, kaç tez yazınca bir akademisyen, kaç seçim kazanınca bir politikacı ya da kaç ameliyat yapınca bir doktor, annesinin gözünde artık “yetişkin” sayılır? Bilemiyorum. Belki de hiçbir zaman. "
Uzun bir aradan sonra sizlere merhaba:)Eşime kanser teşhisi kondu , teşhis ve ameliyat sürecinde sizlerden uzak kaldım.Bu arada elbette kitap okudum ama sizlerle paylaşamadım.Sağlıklı ,güzel günlerde birlikte olmak dileğimle tekrar merhaba,mutlu hafta sonları:)
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.