Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Parayla Mutluluk Olur mu?
On altıncı yüzyılda Amerika' daki yerlilerin yaşamını ele alan kayıtlar, Kızılderililerin maddi açıdan son derece basit, ancak psikolojik açıdan tatmin edici bir yaşamları olduğun­dan bahsediyordu: kabileler küçüktü, iç içeydi, eşitlikçi, din­dar, oyunbaz ve savaşçıydı. Kızılderililer parasal açıdan ol­dukça geri bir durumdaydılar. Meyve yiyerek ve vahşi hay­ mvanları avlayarak besleniyorlar ve çadırlarda yatıyorlardı, bi­reysel mal mülkleri pek azdı... Avrupalıların kıtaya ayak basmalarıyla Kızılderililerin sta­tü sistemlerinde köklü bir devrim oldu;.. Artık Ameri­kan yerlileri için önemli olan, bilgelik ve doğanın kurallarını özümsemiş olmak değildi, artık silaha, mücevhere ve alkole sahip olmak önemliydi. Kızılderililer gümüş küpelerin, bakır ve pirinç bileziklerin, teneke yüzüklerin, Venedik camından yapılmış kolyelerin, buz keskilerinin, silahların, çaydanlıkla­rın, boncukların, çapaların ve aynaların hasretini çekmeye başlamışlardı... Ancak ne yazık ki bu tutkuyla arzulanan şeylerin elde edil­mesi, Kızılderilileri daha mutlu insanlar yapmadı. Artık daha fazla çalışmaları gerekiyordu
Sayfa 228Kitabı okudu
Bu bölgeler arasında Kaliforniya, Kuzey Amerika'nın Büyük Okyanus kanadının kuzeybatısı, Arjantin pampaları, Avustralya ile Sibirya bulunmaktadır. Yakın yüzyıllara kadar bu bölgelerde hâlâ avcı/yiyecek toplayıcılar yaşıyordu -ilk üçünde Amerikan yerlileri, son ikisinde Avustralya ve Sibirya yerlileri. Bu bölgelere gelen ve yanlarında kendi tarım bitkilerini getiren, geldikten sonra yerli hiçbir yaban türü (Avustralya'da Macadamia yemişi dışında) evcilleştirmeyen Avrupalı çiftçiler ve hayvan yetiştiricileri bu avcıları öldürdü, onlara mikrop bulaştırdı, onları yurtlarından kovdu ya da onların yerini aldı.
Reklam
Amerikan yerlilerinin başlangıçta at ve tüfek diye bir şey bilmediklerini kolayca unuturuz. Bunları oraya Avrupalılar getirdi ve bunları eline geçiren yerli toplulukları bunlarla birlikte değişti. Bereket versin Kuzey Amerika'nın ovalı yerlileri, Güney Şilinin Araucania yerlileri ve Arjantin'in pampalarında yaşayan yerliler, atları ve tüfekleri kullanmayı öğrendiler de öteki Amerikan yerlilerine göre istilacı beyazlara karşı çok daha uzun bir süre direnebildiler, ancak 1870'lerde ve 1880'lerde beyaz hükümetlerin büyük askeri harekâtlarına dayanamadılar.
Avrupalıların fetih hareketlerine yüzyıllarca ayak direbilen tek Amerikan yerlileri, tüfek ve at sahibi olup bunları kullanmayı öğrenerek aradaki eşitsizliği azaltan kabilelerdi. 📸
Y Â š M į N Y e Š
Y Â š M į N Y e Š
Jared Diamond
Jared Diamond
Tüfek, Mikrop ve Çelik
Tüfek, Mikrop ve Çelik
Empati Amerikan yerlileri buna "başkasının ayakkabıları içinde bir mil yürümek" diyorlar.
Uzaylılar bizi ziyaret ederse ne mi olur?
- Dalga geçmeyin! Ben bir iyimserim, bir gün yıldızlara ulaşacağımıza inanıyorum. - Peki ya biz uzaya çıkmadan uzaylılar bize gelirse? - Dua edinde böyle bir şey olmasın! - Niye? - Uzaylılar bizi ziyaret ederse, sonuç Kristof Kolomb’un Amerika’ya çıkmasına benzer! - Yani? - Bu keşif, hatırlarsanız Amerikan yerlileri pek hayırlı olmamıştı. Karşılaşmak istemediğimiz zeki canlıların bize ne getireceğini görmek için kendimize bakmamız yeter.
Sayfa 57 - Dokuz yayıncılık 1. BasımKitabı okudu
Reklam
Hastalığı da onlar bilerek yayıyor
Benim çocukluğumda okullarda bize Kuzey Amerika’da başlangıçta yalnızca bir milyon kadar yerlinin yaşadığını öğretirlerdi. Bu sayının böyle düşük olması, hemen hemen boş sayılan bir kıtayı beyazların ele geçirişinde hiçbir sakınca olmadığını göstermeye yarardı. Oysa arkeolojik kazılardan ve kıyılarımıza gelen ilk Avrupalı kâşiflerden kalan betimlemelerden öğrendiğimize göre artık başlangıçta 20 milyon kadar yerlinin yaşadığını biliyoruz. Genel olarak Yeni Dünya’da Kolomb’un gelişinden sonraki bir ya da iki yüzyıl içinde yerlilerin nüfusundaki azalma oranının % 95’i bulduğu tahmin ediliyor. Başlıca ölüm nedeni Eski Dünya’nın mikroplarıydı, Amerikan yerlileri bu mikroplarla hiç karşılaşmamışlardı, bu yüzden de onlara karşı ne bağışıklıkları ne de genetik dirençleri vardı.
İnsanlık tarihinin en büyük salgını I. Dünya Savaşı'nın sonunda 21 mil­yon insanın ölümüne yol açan grip salgınıydı. Kara Ölüm (hıyarcıklı veba) 1346 ile 1352 tarihleri arasında Avrupa nüfusu­nun dörtte birinin ölümüne yol açtı, bazı kentlerde ölüm oranı %70'i buluyordu. 1880'lerin başlarında Kanada Pasifik Demiryolları’nın inşası sırasında, Saskatchewan'dan geçen raylar dö­şenirken, daha önce beyazlarla ve beyazların mikroplarıyla pek karşılaşmamış olan o bölgenin Amerikan yerlileri heryıl % 9 gi­bi inanılmaz bir oranla tüberkülozdan öldüler.
Sayfa 236
ABD'nin gücünü kullanma biçiminde mafyatik bir nitelik var. Bu durum, yerleşimcilerle müzakere etmeye çalışan ancak bunun yerine makineli tüfekle karşılaşan Amerikan Yerlileri'ne karşı yapılan soykırım günlerine kadar uzanır. Shawnee kabilesinden Şef Tecumseh 1811'de Vali William Henry Harrison ile müzakere etmeye çalıştığında, ABD hükümeti askeri gücünü kullanarak Tecumseh'i Kanada'ya kadar kovaladı.Harrison el konulan toprak karşılığında ödül olarak ABD başkanı oldu. Bu yaklaşım köklerini, Meksika'nın üçte birini ve sonra da Körfez kıyısını ve Kaliforniya'daki Fransız ve Rus topraklarını ele geçirerek başlangıçta Atlantik kıyısına yerleşen Birleşik Devletleri'ni Amerikan Yerlilerinin topraklarına kadar genişleten yerleşimci- sömürgeci kültürden alır.
462 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.