Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Peki ama ateşli silahları, okyanusları aşan gemileri, çelik gereçleri icat edenler niçin Amerikan yerlileri ya da Sahra'nin güneyinde yaşayan Afrikallar değil de Avrasyallar oldu? Bir gorüşe gore bu iş bireysel icatçilik sorunu değildi, toplumların bütün olarak yeniliklere açık olup olmamasiyla ilgiliydi. Bazı toplumlar fena halde tutucudur, içe dönüktür, değişikliğe düşmandır. Tüfek Mikrop ve Çelik
Sayfa 284Kitabı okudu
191 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Edepsizlik, Anarşi ve Gerçeklik’te felsefenin ve kavramların soyut, steril dünyasından çıkıp, nesnelerin ve dünyanın çıplak gerçekliğine açıldığımızda bizi nelerin beklediğini anlatan sert bir dille yazılmış bir eser. Sartwell, Nietzsche, Havel, Heidegger ve Bataille’ın görüşlerine sık sık başvurular var; Amerikan yerlileri ve Uzakdoğu’nun geleneklerine atıflarla savlarını kuvvetlendirmek istemiş. Özetle dünya da kavramsal olarak insan tarafından yaratılan herşeyi sert bir şekilde eleştirirken, nesnel, hayvani dürtüler ile yaşamanın gerçeklik olduğunu vurgulamış. Merak edenler için farklı bir kitap. Keyifli okumalar dilerim.
Edepsizlik, Anarşi ve Gerçeklik
Edepsizlik, Anarşi ve GerçeklikCrispin Sartwell · Ayrıntı Yayınları · 1999117 okunma
Reklam
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Peki ama ateşli silahları, okyanusları aşan gemileri, çelik gereçleri icat edenler niçin Amerikan yerlileri ya da Sahra'nın güneyinde yaşayan Afrikalılar değil de Avrasyalılar oldu? Arasındaki farklar matbaa makinesinden tutun da cama, buharlı makineye kadar daha pek çok önemli teknolojik gelişmeye uzanır. Niçin bütün bu icatlar Avrasyalılara aitti?
Yakın yüzyıllara kadar bu bölgelerde hâlâ avcı/yiyecek toplayıcılar yaşıyordu -ilk üçünde Amerikan yerlileri, son ikisinde Avustralya ve Sibirya yerlileri. Bu bölgelere gelen ve yanlarında kendi tarım bitkilerini getiren, geldikten sonra yerli hiçbir yaban türü evcilleştirmeyen Avrupalı çiftçiler ve hayvan yetiştiricileri bu avcıları öldürdü, onlara mikrop bulaştırdı, onları yurtlarından kovdu ya da onların yerini aldı.
Parayla Mutluluk Olur mu?
On altıncı yüzyılda Amerika' daki yerlilerin yaşamını ele alan kayıtlar, Kızılderililerin maddi açıdan son derece basit, ancak psikolojik açıdan tatmin edici bir yaşamları olduğun­dan bahsediyordu: kabileler küçüktü, iç içeydi, eşitlikçi, din­dar, oyunbaz ve savaşçıydı. Kızılderililer parasal açıdan ol­dukça geri bir durumdaydılar. Meyve yiyerek ve vahşi hay­ mvanları avlayarak besleniyorlar ve çadırlarda yatıyorlardı, bi­reysel mal mülkleri pek azdı... Avrupalıların kıtaya ayak basmalarıyla Kızılderililerin sta­tü sistemlerinde köklü bir devrim oldu;.. Artık Ameri­kan yerlileri için önemli olan, bilgelik ve doğanın kurallarını özümsemiş olmak değildi, artık silaha, mücevhere ve alkole sahip olmak önemliydi. Kızılderililer gümüş küpelerin, bakır ve pirinç bileziklerin, teneke yüzüklerin, Venedik camından yapılmış kolyelerin, buz keskilerinin, silahların, çaydanlıkla­rın, boncukların, çapaların ve aynaların hasretini çekmeye başlamışlardı... Ancak ne yazık ki bu tutkuyla arzulanan şeylerin elde edil­mesi, Kızılderilileri daha mutlu insanlar yapmadı. Artık daha fazla çalışmaları gerekiyordu
Sayfa 228Kitabı okudu
Reklam
Bu bölgeler arasında Kaliforniya, Kuzey Amerika'nın Büyük Okyanus kanadının kuzeybatısı, Arjantin pampaları, Avustralya ile Sibirya bulunmaktadır. Yakın yüzyıllara kadar bu bölgelerde hâlâ avcı/yiyecek toplayıcılar yaşıyordu -ilk üçünde Amerikan yerlileri, son ikisinde Avustralya ve Sibirya yerlileri. Bu bölgelere gelen ve yanlarında kendi tarım bitkilerini getiren, geldikten sonra yerli hiçbir yaban türü (Avustralya'da Macadamia yemişi dışında) evcilleştirmeyen Avrupalı çiftçiler ve hayvan yetiştiricileri bu avcıları öldürdü, onlara mikrop bulaştırdı, onları yurtlarından kovdu ya da onların yerini aldı.
Amerikan yerlilerinin başlangıçta at ve tüfek diye bir şey bilmediklerini kolayca unuturuz. Bunları oraya Avrupalılar getirdi ve bunları eline geçiren yerli toplulukları bunlarla birlikte değişti. Bereket versin Kuzey Amerika'nın ovalı yerlileri, Güney Şilinin Araucania yerlileri ve Arjantin'in pampalarında yaşayan yerliler, atları ve tüfekleri kullanmayı öğrendiler de öteki Amerikan yerlilerine göre istilacı beyazlara karşı çok daha uzun bir süre direnebildiler, ancak 1870'lerde ve 1880'lerde beyaz hükümetlerin büyük askeri harekâtlarına dayanamadılar.
Avrupalıların fetih hareketlerine yüzyıllarca ayak direbilen tek Amerikan yerlileri, tüfek ve at sahibi olup bunları kullanmayı öğrenerek aradaki eşitsizliği azaltan kabilelerdi. 📸
Y Â š M į N Y e Š
Y Â š M į N Y e Š
Jared Diamond
Jared Diamond
Tüfek, Mikrop ve Çelik
Tüfek, Mikrop ve Çelik
Empati Amerikan yerlileri buna "başkasının ayakkabıları içinde bir mil yürümek" diyorlar.
Reklam
Uzaylılar bizi ziyaret ederse ne mi olur?
- Dalga geçmeyin! Ben bir iyimserim, bir gün yıldızlara ulaşacağımıza inanıyorum. - Peki ya biz uzaya çıkmadan uzaylılar bize gelirse? - Dua edinde böyle bir şey olmasın! - Niye? - Uzaylılar bizi ziyaret ederse, sonuç Kristof Kolomb’un Amerika’ya çıkmasına benzer! - Yani? - Bu keşif, hatırlarsanız Amerikan yerlileri pek hayırlı olmamıştı. Karşılaşmak istemediğimiz zeki canlıların bize ne getireceğini görmek için kendimize bakmamız yeter.
Sayfa 57 - Dokuz yayıncılık 1. BasımKitabı okudu
Hastalığı da onlar bilerek yayıyor
Benim çocukluğumda okullarda bize Kuzey Amerika’da başlangıçta yalnızca bir milyon kadar yerlinin yaşadığını öğretirlerdi. Bu sayının böyle düşük olması, hemen hemen boş sayılan bir kıtayı beyazların ele geçirişinde hiçbir sakınca olmadığını göstermeye yarardı. Oysa arkeolojik kazılardan ve kıyılarımıza gelen ilk Avrupalı kâşiflerden kalan betimlemelerden öğrendiğimize göre artık başlangıçta 20 milyon kadar yerlinin yaşadığını biliyoruz. Genel olarak Yeni Dünya’da Kolomb’un gelişinden sonraki bir ya da iki yüzyıl içinde yerlilerin nüfusundaki azalma oranının % 95’i bulduğu tahmin ediliyor. Başlıca ölüm nedeni Eski Dünya’nın mikroplarıydı, Amerikan yerlileri bu mikroplarla hiç karşılaşmamışlardı, bu yüzden de onlara karşı ne bağışıklıkları ne de genetik dirençleri vardı.
İnsanlık tarihinin en büyük salgını I. Dünya Savaşı'nın sonunda 21 mil­yon insanın ölümüne yol açan grip salgınıydı. Kara Ölüm (hıyarcıklı veba) 1346 ile 1352 tarihleri arasında Avrupa nüfusu­nun dörtte birinin ölümüne yol açtı, bazı kentlerde ölüm oranı %70'i buluyordu. 1880'lerin başlarında Kanada Pasifik Demiryolları’nın inşası sırasında, Saskatchewan'dan geçen raylar dö­şenirken, daha önce beyazlarla ve beyazların mikroplarıyla pek karşılaşmamış olan o bölgenin Amerikan yerlileri heryıl % 9 gi­bi inanılmaz bir oranla tüberkülozdan öldüler.
Sayfa 236
Avrupa ile Amerikan yerlileri arasındaki ilişkilerin en dokunaklısı 16 Kasim 1532'de Peru'nun bir dağ kasabası olan Cajamarca'da İnka İmparatoru Atahualpa ile İspanyol fatih Francisco Pizarro arasindaki ilk karşılaşmaydi. Atahualpa, Yeni Dünya'nın en büyük, en ileri devletinin mutlak hükümdariydı, Pizarro ise Avrupa'daki en güçlü devletin hükümdarı, Kutsal Roma Imparatoru V. Karl'i (Ispanya Krali I. Carlos olarak da bilinir) temsil ediyordu. 168 İspanyol askerinden oluşan bir ayaktakımi güruhuna kumanda eden Pizarro bilmediği yabancı topraklardaydi, oranin yerli halkını hiç tanımıyordu, en yakındaki (Panama'nın kuzeyinde, 1500 kilometre kadar ötedeki) İspanyollarla bağlantısı tamamıyla kopmuştu, kendisine destek olacak güçlerin zamanında yetişmesine olanak yoktu. Atahualpa, egemenliği altındaki milyonlarca insanla kendi imparatorluğunun tam ortasında oturuyordu; 80.000 kişilik ordusunun koruması altındaydı ve diger yerlilerle yaptığı bir savaşı daha yeni kazanmıştı. Bütün bunlara karşın iki önder birbirleriyle karşı karşıya geldikten birkaç dakika sonra Pizarro, Atahualpa'yı esir aldı. Pizarro savaş esirini sekiz ay elinde tuttu ve onu serbest birakma sözü karşılığında tarihin en büyük fidyesini topladı. Fidyeyi -5 metre eninde, 7 metre boyunda, 2,5 metre yüksekliğindeki bir odayı dolduracak kadar altını- topladiktan sonra sözünü tutmadı ve Atahualpa'yı öldürdü.
Sayfa 71
458 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.