Anadolu folklor hazinesinin bir parçası olan ağıtlarla Yaşar Kemal daha 1939'larda ilgilenmeye başlamıştı. 1939-1942 yılları arasında Kemal Sadık Göğceli adında bir genç araştırmacı iken Çukurova yöresinde derlediği 30 ağıt, 1943 yılında Adana halk evi tarafından yayınlandığı biçimiyle kitabın birinci bölümünde yer alıyor.
1979 yılında yeniden
Çeşitli konu başlıkları altında dergilere, kitaplara, konferanslarda yazmış yada konuşmuş olduğu yazılardan oluşuyor. Bu kitabı okumadan önce Yaşar Kemal'in romanları okuyup, hayata bakış açısını, bilgisini öğrenmek gerek. İlk kitap olarak okunmayacak kadar fazla bilgi akıyor. İçerik olarak neler yok ki... Zülfü Livaneli'nin "Sevdalım Hayat" adlı kitabında çok yer verdiği Yaşar Kemal ile ortak anılarının bazılarını da burda görmekteyiz. Gogol'dan ve diğer ünlü yazarlar hakkında yazdığı "Ölü Canların Yeni Basımına Sonsöz" bölümü muazzam nitelikte olmuş.
Sonuç olarak insanları seven, anadolu aşığı, ezilenlerin yanında herdaim bulunan Yaşar Kemal'i tanıyıp bu tarz düşünceleri herkesin anlamasını sağlamak lazım desem abartmış olmayacağımı zannediyorum. Herkese bol Yaşar Kemal'li kitaplar dilerim. İyi okumalar.
Son zamanlarda pek sık görülen, hemen hemen her yazarın kullandığı «tüm» kelimesinin nereden geldiği, menşeinin ne olduğu belli değildir. Belki de Arapça «tenim ve tamam>> ile ilgilidir. Orta Anadolu halk ağızlarında rastlanan, fakat ne idiği belli olmayan bu kelimenin, bâzı yazarların yazılarından «bütün» kelimesini kovup onun yerine geçmesini garip karşılamamak mümkün değildir. Çünkü, «bütün» kelimesi türkçedir. <Tüm>>ün de belirsiz sifat olarak kullanılması ve isimlerin önünde bulunması, yadırganacak bir durumdur. Şu cümlede böyle bir kullanılış görülmektedir: «...Tüm edebiyat sevenler için». Buna benzer durumlarda «tüm> yerine <bütün» demek daha güzel olacaktır.
1979-1981 döneminde İran'da yapıldığı gibi önce eğitim, sonra polis güçleri İslamlaştırıldı, yeni bir Anayasa ile İslamcı bir devlet kurmak için kararlı adımlar atıldı. Ordunun her kuvvet biriminden ve her rütbeden subayları, Cumhuriyeti savunma olasılığı yüksek yazarlar, gazeteciler hapse atıldılar.
1964 sonrasında Türkçüleri MTTB'den
Buradaki ilk incelememi bir Kutlu kitabıyla arz etmiş olayım mı? Hadi hadi olayım. Evet onunla açılış yapma fikri hoşuma gitmedi değil. Çünkü Mustafa Kutlu gönlümü fethetmiş yazarların başında gelir. Ahlakı, irfanı, erdemi ve bu coğrafyanın birçok değerini o tesirli üslubuyla hikayeleştirirken, biten her kitabıyla gönlümde ayrı bir iz bırakır.