Kimse bilmez aşk acısının ne olduğunu, nasıl kekre koktuğunu, nasıl bir anafor olup civanmert delikanlıları yuttuğunu...
Maddenin temel doğası gerçekten de kanunsuz olabilir miydi? Dünyanın düzeni ve istikrarı evrenin bir köşesinde oluşan geçici bir dinamik denge ya da kaotik bir akıntıda kısa ömürlü bir anafor olabilir miydi?
Sayfa 78 - İthaki
Reklam
Bir kez olsun yaşamın toprağına kendi ayaklarımızın üstünde durarak basmayı öğrenmeliyiz; o toprağın zaman zaman kayacağını, tökezleyeceğimizi, ya da bizi bir anafor gibi içine çekeceğini... Buna da ölüm diyorlar. Doğru. Ama ölüm bile yalnızca yaşayanlar için sağlanan bir ayrıcalık.
Sayfa 109 - Kırmızı KediKitabı okudu
"Vicdan istirahati" diye bir durum var; bazı insanlar vicdanlarını uykuya yatırırlar. Vicdanları sürekli istirahat halindedir. Böyle insanlardan nezaket, merhamet, adalet veya diğerkâmlık bekleyemezsiniz. Onlar için dünya bir rekabet arenasıdır. Herkes birbiriyle kıyasıya rekabet halindedir, bencillik ayakta kalmamızı sağlayan temel dürtüdür. "Kâinatta sadece en güçlü olan hayatta kalır. Kainatta en hoyrat olan, başkasını ezen ayakta kalır," şeklinde bir düşünceleri vardır. Bu doğru olsaydı, insan soyunun yaşam mücadelesi henüz başlamadan bit meye mahkûm olurdu. Insan, birbiriyle dayanışma içinde olmasıyla, yardımlaşabilmesiyle insan oldu. Bir anafor çağından geçiyoruz, etrafımızda bir sürü savaş var, zoraki göçler var, üç dört milyon insan yurdundan koparılmışbir halde bizim ülkemizde yaşıyor. Botların batırıldığı, mültecilerin insanlık dışı muameleye maruz bırakıldığı bir çağ bu. Türümüzü devam ettiren baskın niteliklerimizi etkin şekilde kullanabilirsek, bu çağın çıkışında da alnımızın akıyla insan kalmış olacağız. Etkin diğerkâmlık bir başkası için bütün imkânlarını seferber etmektir. Yalnızca kendi coğrafyamızda değil, tüm dünya üzerinde insanlığın ortak değerlerini taşıyan insanlarla işbirliği yapabilirsek, insanın düşmesine izin vermeyebiliriz.
Sayfa 134Kitabı okudu
Adına yaşama kavgası denen kavgayı, karnımızı doyurmak ve sevebilmek uğruna olduğu kadar, içimizdeki kitleyi öldürmek uğruna da veririz. Kimi ko￾şullar altında bu kitle, bireyi bencillikten tümüyle uzak, dahası kendi yararlarına aykırı davranışlara dek götürebilir. “İnsanlık”, bir kavram olarak bulunmazdan ve sulandırılmazdan çok önce, kitle olarak vardı. Bu kitle vahşi, coşkun, kocaman ve sımsıcak bir hayvan gibi hepimizin içinde, anasal etkilerin uzanabildiğinden çok, çok daha derinlerde bir anafor gibi kaynar.
Adına yaşama kavgası denen kavgayı, karnımızı doyurmak ve sevebilmek uğruna olduğu kadar, içimizdeki kitleyi öldürmek uğruna da veririz. Kimi koşullar altında bu kitle, bireyi bencillikten tümüyle uzak, dahası kendi yararlarına aykırı davranışlara dek götürebilir. “İnsanlık”, bir kavram olarak bulunmazdan ve sulandırılmazdan çok önce, kitle olarak
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.