Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşayışın, basit bir temele dayanan ama bitmek bilmeyen bir isyan ve anarşi tiryakiliğiyle, seni düzene , ahlak sağlamlığına ve günü gününe diyebileceğim alışılmış yaşama iten derin ve güçlü bir içgüdü arasındaki çatışmadan ibaret!
Belçika'da birkaç insanın öldü rülmesi aynı sayia insanın Nijerya ya da Irak'ta öldürülmesinden çok daha fazla dikkat çekiy. Demek ki çağdaş devletlerin siyasi şiddeti önlemedeki başarısı, çelişkilit şekilde, bu devletleri teröre karşı bilhassa hassas kılıyor. Devletler kendi sınırları içinde siyasi şiddete mahal vermeyecekler söyleyip durdu. Vatandaşlar da siyasi şiddet yokluğuna alıştı. Dolaysıyla terörizm tiyatrosu içimizdeki anarşi korkusunu harekete geçirip insanlarda toplumsal düzen elden gidiyor hissi yaratıyor.
Reklam
Kanunlar ve kaos
"Daha çok kanun!' diyorsunuz. 'Daha çok kanuna ihtiyacımız var! Bu yüzden de yeni hoşgörüsüzlük araçları yaratıyorsunuz, böylece de sistemden geçinen kişilere yeni iş kapıları açılıyor." "Böyle gelmiş, böyle gider." "Yine yanılıyorsun. Ancak yanlış kişilere ya da gruplara zarar verene dek böyle gider. Sonrasında da anarşi patlak verir. Kaos." Nasıl irkildi, görüyor musun? "Asiler, teröristler, giderek artan şiddet olayları. Bir cihat! Bütün bunlar insanlık dışı bir şey yarattığınız için olur."
Şimdi okumak için elinde vakti olanlara avazım çıktığı kadar sesleniyorum: Ey Allah’ın kulları okuyun… şu üstünüze çöken, şu bizi boğan, şu birbirimize küfür ettiren, kurşun sıktıran, şu bombaların patladığı, şu insanların solgun yapraklar gibi caddelere döküldüğü, şu enflasyon paraları ile kurşunlanan vitrinlerden, şu insanları koltuklarına mıhlayan televizyondan, şu yaşamayı işkence haline getiren zam haberlerinden, şu anarşi bültenlerinden kurtulmak istemez misiniz? Kitaplara dönün, okurum diye aldığınız, masanızın üzerine bıraktığınız kitaplara dönün. Kütüphanenizin raflarında unuttuğunuz kitaplara dönün. Barış için kitaplara dönün. Oh dünya varmış!..diyebilmek için kitaplarınıza dönün.
Bugün bir takım Siyasal İslamalar, "Devlet ve ordu Ameri­ka'yla birlik olup İslam'ı ezdi" yalanını yayarken, Emekli Orgene­ral, 1960-1966 arası Genelkurmay Başkanı, 1966-1973 arası Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, 1969'larda şöyle diyordu: Bugünkü (1968-1969) -laik- okullar birer anarşi yuvası haline geldi. Bu -laik- okullardan yetişen gençlere memleket idaresi teslim edilemez. On yıl sonra bunların hepsi işbaşına geçecek­ler. Onlara nasıl güvenebiliriz? Hem biz laik okullara karşı İ­mam-Hatip Okullarını "bir alternatif' olarak düşünüyoruz. Devletin kilit mevkilerine yerleştireceğimiz kişileri bu -İmam-Hatip- okullarında yetiştireceğiz.
Bir ırkı, ulusu veya herhangi bir grubu, onun en kötü üyelerine bakarak değerlendirme eğilimi vardır. Görünüşte haksız olsa da, bu eğilimin bir haklılık payı vardır. Çünkü bir grubun niteliği ve kaderi, birçok zaman onun adi unsurları tarafından belirlenir. Örneğin, bir ulusun atıl çoğunluğu orta sınıfa mensuptur. Fakat ulusu, şehir hayatında ve tarım alanında çalışan düzgün, ortalama insanlar değil, her iki uçtaki azınlıklar -yani, en iyi ve en kötü olanlar- biçimlendirir.¹ İster siyaset, edebiyat isterse bilim, ticaret ve sanayide olsun, üstün birey bir ulusun biçimlendirilmesinde büyük rol oynar, ama diğer uçtaki bireyler de öyle; yani başarısızlar, uyumsuzlar, başıboşlar, suçlular ve konumlarını kaybetmiş veya saygıdeğer insanlar arasında hiçbir zaman yer sahibi olamamış kişiler. Tarih oyununu genellikle orta sınıftaki çoğunluğun başlarının tepesinde, işte bu en iyiler ve en kötüler oynar. Bir ulusun alt unsurlarının onun seyri üzerinde etkide bulunabilmesinin sebebi, bu kişilerin mevcut düzeni hiç ama hiç umursamamalarıdır. Bunlar kendi hayatlarını ve mevcut düzeni düzeltilemeyecek kadar kötü bulurlar ve her ikisini de yıkmaya hazırdırlar; bu nedenle pervasız olurlar, kaos ve anarşi de onların istediği şeylerdir. Bunlar bozulmuş ve anlamsızlaşmış benliklerini, heyecan verici, debdebeli ortak bir girişim içinde eritmeyi de candan arzu ederler; bu nedenle birlikte hareket etme eğilimi gösterirler. Dolayısıyla bu kişiler devrimlerin, kitlesel göçlerin, dinî, ırkçı ve şovenist hareketlerin ilk taraftarları arasına katılıp bir ulusun karakterini, tarihini şekillendiren bu isyan ve hareketlere damgalarını vururlar.
Reklam
0 sessiz ve kendi halindeki insan, ki kırk yaşına kadar herhangi bir siyasi konuvla ilgilendiği görülmemişti, bir anda öyle büyük bir devlet adamı, ıslahatçı ve Politikacı oluverdi ki, yirmiüç yılda 1.2 milyon mil karelik Arabistan çölünün dağınık,kavgacı, cahil, dik kafalı, kültürsüz kabilelerini telgraf, telefon, radyo, demiryolları veya karayolları basın ve yayın gibi ulaşım ve haberleşme araçları olmaksızın bir dine, bir medeniyete, bir kanuna ve bir hükümete bağlayıverdi. Düşüncelerini değistirdi, ahlâklarını düzeltti, kültürsüzlüklerini kültürle ikame etti, vahsiliğini medeniyete çevirdi, kötülük ve ahlâksızlıklarını iyilik, takva ve dürüstlüğe dönüştürdü. Kanunsuzluk ve anarşi hareketlerini gıpta edilecek bir kanuna saygınlık ve devlete, nizama bağlılığa çevirdi, asırlarca içinden kaliteli ve yetenekli bir insanın çıkmadığı kısır bir milleti öylesine verimli ve bereketli yaptı ki, her alanda yüzlerce ve hatta binlerce uzman, âlim, sanatçı ve ünlü şahsiyetler doğdu ve dünyaya din, ahlâk, medeniyet ve kültür dersleri vermeye başladılar.
Çok uzak sayılmayacak bir gelecekte, köleliğinden yorulan insan,kurtuluşunu, tüm yeteneklerini ve bireyselliğini olanca genişliğiyle ortaya çıkarabilme, belli refah düzeyine ulaşma gibi ortak amaçlar çevresinde kenetlenmiş özgür insanların özgür eylemlerinde bulacaktır.
AGORA KİTAPLIĞI
Anarşistler her şeyden önce, her ne biçimde olursa olsun devleti desteklemeye, devlet aygıtının bir parçası olmaya şiddetle karşı çıkarlar. Günümüzde devletin denetiminde olan işlevleri üstlenmek amacıyla binlerce grup, örgüt kurulmaktadır; bu yaygın ve çok doğru eğilime anarşistler omuz verirler; ayrıca, tarım ve sanayi işçilerinin de, burjuvazinin kurduğu devleti güçlendirmek yerine,bu doğrultuda yaşayan, canlı örgütler yaratmalarına katkıda bulunurlar.
AGORA KİTAPLIĞI
Memur üretme çiftliği gibi çalışan bu kulübün son derece güçlü öyle bir devlet ideali vardı ki, bunun içinde bağımsız ve egemen komünler türünden yerel iktidarlara yer olmadığı gibi, işçi sendikaları türünden profesyonel örgütlere de yer yoktu.
AGORA KİTAPLIĞI
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.