"Hem gör bak, bilmiyorum nasıl biri bu Çilli dediğin kız, ama sana çok uğur getirecek! Kitabın basılsın, en ilkin onu okuyacağım. Pıtrak da girecek kitaba, değil mi? Pıtrağı da hemen okuyacağım. En ilkin hangisini okuyacağımı bilmek için oturur ad çekerim! Hele basılsın, benim babom! Ne zaman çıkar dedi Hüsam Bozok? Güze. Çok var daha; ama beklerim. Hilmi gelecek ya, beklediğimiz arkadaş, söz verdim ona, çok iyi arkadaş! Ateşlerden geçmiş. İnce Memed çetesine yazacağım onu. Irıza Bey maraşal kardaşımla, kardaş maraşalımı da yazacağım! Hep çeteler dağılmış. Çoğu Istanbul'a gelmiş. Veli de geldi. Sen gelme, iktiret! Gelirsen de Ankara'ya gel. Ankara'ya suyun başına gel sen. İstanbul'a ben yeterim. Mahmut da canının istediği yere gitsin, ama roman yazsın! Mangal yürekli Mahmut! Sait diyordu: Çok it! Çok anasının gözü! Mahmut için diyor Çakır gözlü Sait! Orhan Kemal hiçbirinize toz kondurmaz. Onun zoru yalnız beniminen! Beni övsün, bana sövsün! Sövsün ne yapayım? O da benim bir babom! Omar Sami hayvanı sövüyor bir şey yapıyor muyum Orhan Kemal gözümü yesin!"
Sayfa 515Kitabı okudu
""Ne yaşam var kentlerde? Varsa size var! Ne geçiyor eline bizden oraya gidenlerin? Ne olabiliyorlar? Kapıcı, çöpçü, hizmetçi! İstanbul, Ankara'daki avratların sidikli donunu paklayıp apartman yapılarını, garajları, caddeleri bekliyorlar. Sırtlarıyla taş çekip apartman yapıyorlar. Ama içine girip oturamıyorlar. Bekledikleri
Sayfa 238
Ankara dediğin bulantılı bir baş dönmesiydi.
Ankara dediğin de bir büyük köydür yavrum. . .
Sayfa 213Kitabı okudu
