Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Kitap çok etkileyici dili ve anlatımı güzel.çok kısa bir kitap zaten ama ben bitmesini istemediğim için sindire sindire okudum.cezaevine giren bana göre suçsuz, ama suçlu kadınların ortak hikayesi. . Yaşamları birbirinden çok farklı ama onlara sunulan hayat bir.. koca baskısı, aile baskısı, şiddet, haksizliklar, anlasilamamak. . Hep biz kadınların ortak sorunu. Kadın kadın olduğu için zaten doğuştan suçlu, birde üstüne adalet denilen şeyin kadına naksettigi suclusun damgası var. Neyse .. hikayeler kısa kısa benim tek elestirim yazarın hikayelerin üstünden yüzeysel geçişi. Fazlaca anlam barındıran olaylar tam dokunacakken hooop başka bir hikaye başlıyor buda kitabin içine tam anlamiyla girememyi getiriyor beraberinde. Sonuca baktığımda ise herşeye rağmen beni etkiledi.en son bölümü okumam zaman aldı en merak edilen hikayeydi gözümde nasıl bir acıyla karsilacagimi bilemedim. Beni etkileyen birsey daha var ki Parmaklıklar arasına sıkıştırılan çocukluğu elinden alınmış bir çocuk. .hayatı boyunca üzerinde tasiyacagi bir yükü var hayat bazen o kadar acimasiz işte ilk fırsatta okumanız dileğiyle. .
Fazla söze ve açıklamaya gerek duyulmayan,herkesin okuması gereken bir klasik.Anlaşılamamak bu hayatta gerçekten zor.Holden'i anlamak onun iç dünyasına girmek oldukça keyif verici.Bazı kitaplardaki karakterlerde çoğumuz kendimizi bulmazmıyız ? Çavdar Tarlasında Çocuklar' da kendimizi gördüğümüz kitaplarımızdan birisi.Genç yaşlarda okumamız gereken bir kitap için geç kalmış olsakta kaybedilmiş bir şey yok.Kaybettiğiniz anlarda da kazanırsınız.Çocuklarınıza,yeğenlerinize okutturun. Ölmeden öce okunması gereken 100o kitaplardan bir tanesini okumak keyifliydi.
-Jerome_David_Salinger608.jpg){kind=small}
"Güneşin altında otur, tahttan çekil ve kendi kendinin kralı ol"
Bu öğüdün hep aklımda bir kuytuda kalacak samimi dostum Pessoa.
Anlamaktan yoruldum sebebi şüphesizki birçok kez belirttiği üzere anlaşılamamak. Çoğu kez cümlelerin altında ezildiğimi benliğimde ukte olarak kalmış ve kelimelersiz kalmış anlaşılmazlığımı dile getiren naçizane kitap.
Anlaşılmak neden bu kadar zor, anlamak neden bu kadar karmaşık cümleler içeriyor. Anlaşılmayı vurgulayan tüm kelimeler neden intihara meylediyor. Bu kitapta bunların cevabını bulduğumu düşünüyorum. Belki başka bir okuyan bu söylediklerime gülebilir ama Pessoa dostum olur artık.
İki koca kavram ve iki büyük dost iki büyük düşman... Biri anlamak biri anlaşılmak... Hayatımın bilmediğim kayıp cümlelerine o kadar denk geldim ki 69 sayfalık bir kitap ama sanki sonunda milyonlarca sıfır var ve her cümlesinde işte bu yüzden bu haldesin işte bu sebeple hep eksik kalacaksın der gibi. Yaşarken yazdıklarıyla değil eserlerini kitlediği sandığın bulunmasıyla yani öldükten sonra ününe kavuşmuş... Ah o gerçek yazarlar!
Huzursuzluğun Kitabında denk gelmiştim " Benim gibi güneşin önünden bulut geçti diye üzülen bir insan" diyordu yazdıkları da bunun en önemli delili. Ne güzel bir yürek ve kalem. Kesinlikle okunmasını tavsiye ederim ve incelememi bu kitabında(25) yer alan şu sözle bitirmek isterim. Mecburi yaşamın en güzel sözüdür benim için.
"Bir şeylere başlıyorum çünkü düşünecek gücüm yok; bir şeyleri tamamlıyorum çünkü yarıda bırakmaya cesaretim yok"
Saygılarımla.
80 syf.
10/10 puan verdi
Ne zaman korkarız
Bir ses duyduğumuzda mi ya da çift gözü üzerimizde hissettiğimizde mi belki de bu kadarla tanımlanamayacak anlık bir histen daha fazlasıdır
Sevilmemek
Anlaşılamamak
Var olamamakta
En beteri de
İzi üstümüzde kalmış utanç verici bir sır
Korku
Bir kadının hikayesi gibi görünse de yalnızca o kadar değil
Stefan zweig tek bir konudan binlerce duyguyu geçirmeyi başarmiş
Detaylı bir şekilde iciminize isliyor kelimeler Olmadıgınız bir kitap karakteri gibi tüm acıları korkuları pişmanlıkları heyecanları artık sizin oluyor Şaşırtan ürperten ceza umut güven pişmanlık sevgi farkındalık kavramlarını sorgulatan bir kitap
Her ne olursa olsun kitabının sonuna da güzel bir sürpriz var bizim için
Zevk ile okuyacağınıza inandığım bir kitap bence
Hüznün kraliçesi olan Furuğ dan yine gönül burucu dizeler. Yaşadıkları mıdır bir insana bu dizeleri söyleten ya da hamuru mudur ? Her ikisi midir? Çaresizlik ve acı içinde kıvranarak kimseye kendini anlatamamak ya da anlaşılamamak, dizelere sığınmak... Furuğu okurken hep bunu düşünüyorum. Şiir severler mutlaka okumalı efendim.
Kendi edebiyatımızdan ziyade dünya edebiyatına, klasiklerine merak salmış biri olarak Yaban’ı okuduktan sonra bu merakımı neden kendi edebiyatımız da yapmıyorum sorusunu sorar oldum.
Ahmet Celal’in hikayesi bu denli etkiledi beni. Savaş gazisi, o zaman ki insanların, coğrafyanın ve şartların ilerisinde bir insan. Sanıyorum ki anlaşılamamak için yeterli bir sebep.
O günlere ışuk tutan, okullarda okutulmasını gerekli gördüğüm bi eser.
