Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gecenizin Hayırla Bereketle Sadetle Dolması Dileğiyle Değerli 1K AİLESİ
Anne: Cennetin kapısıdır açmasını bilene. Baba: Hazine gibidir bulmasını bilene. Kardeş: Kalbin aynasıdır bakmasını bilene. Evlat: Deniz suyu gibidir ne içilir ne atılır.
280 syf.
·
Puan vermedi
ÖNCE ÇOCUKLAR VE KADINLAR / SUNAY AKIN Bir Sunay Akın kitabı daha bitti. Çoğumuz onu tanıyoruz, sohbetlerini, konuşmalarını izleyenler tarzını bilirler, daldan dala sıçrarken konu dağıldı, ipin ucu kaçtı derken bir anda uçları bağlayarak düğümler. Bu arada bir sürü bilgiyi de aktarır. Bu kitabındaki öykülerde, insanlık tarihinin değerli
Önce Çocuklar ve Kadınlar
Önce Çocuklar ve KadınlarSunay Akın · Çınar Yayınları · 19991,008 okunma
Reklam
bir kere sana güveniyorum kızım diyip sarsaydı. Kızı hayallerinde bile en basit insandan değer dilenir sevgi bekler olmayacaktı. Fakat kendisine de hak veriyordu hiç sevilmiş miydi ki sevmeyi nasıl bilmeliydi? Peki ama kızı sevmeyi bunca sevgisizlikte nasıl öğrenmişti, insanlar kızını nasıl oluyordu da bir anne gibi hissddebiliyorlardı? Aslında çok seviyordu kızını. Onun azcık bir üzüntüsü gözlerinin dolması boğazında yutamadığı bir düğüm kabuslarla dolu bir uyku demekti ama kızı bunları nerden bilebildi ki? Evet sonunda anlamıştı kendisindeki eksikliği sorunu sevmek değil, sorunu korkaklıklıktı: kızı sevgisini gösterince birilerinin kendisini ayıplamasından korkuyor, bu düşüncesini toplumsal kurallar çerçevesinde edep sahibi, türlü ayet ve hadisleri kendince yorumuyla çarpıtarak müthiş bir müslüman ve tüm bunları düşünebilme olgunluğuna mazhar olduğu için harikulade bir entelektüel olduğu kılıflarıyla vicdanını bir bahar soluğu gibi ferahlatacak şekilde örtüyordu. Ancak kızı sevgisi karşısında kimin ne dediğine aldırış etmemekle kalmayıp nasıl oluyordu da çok zaman geçmeden etrafındakileri de sevgide cesur hâle getirebiliyordu. Nasıl oluyordu da insanların çoğu onu ayıplamıyordu. peki ya o nasıl oluyordu da kendisini ayıplayanlara karşı omuz silkerek sevgiden vazgeçmiyordu?
Büyük bir aşkmış anne olmak, delilik haliymiş. İçinin her daim pırpır olmasıymış... Hem korkusuzca tüm dünyayı karşına alabilecek cesaretinin olması hem de onun kılına zarar gelecek diye ödünün kopmasıymış... Uyurken nefesini dinlemekmiş anne olmak, nefesindeki cennet kokusunu içine çekmekmiş. Küçülen kıyafetlerine bakarak gözlerinin dolması, her yeni hareketinde mutluluktan kahkahalara boğulmakmış... Hem yatağına alışsın demek hem de koynumda bir saat daha yatsınmış... Dünyanın tüm güzelliklerinin onda toplandığını, doğanın size torpil yaptığını düşünmekmiş... Gece 88 kez uyansan da onun boncuk gözlerini görmek için 89. Uyanışı beklemek ve bunu seve seve yapmakmış... O gözlerine baktığında kainattaki tüm güzelliklerin toplanıp gözlerinden kalbine aktığını, içinin coştuğunu hissetmekmiş... Büyük bir aşkmış anne olmak, delilik haliymiş. Duygularımın tarifi zor... Gözümden mutluluk yaşları, dilimden şükür eksik olmuyor hatırladıkça. Annelerimizin ve anne adaylarının anneler günü kutlu olsun💐
Her insanın içinde dolması gereken sevgi depoları var; anne ve baba ya da bakım veren kişi tarafından dolması gereken sevgi depoları. Anne ya da babadan alması gereken sevgiyi alamayıp olumsuz tutumlarla karşılaşan çocuklar, bu sevgi eksikliklerini büyüdükçe yanlarında taşıyorlar.
Reklam
Duygusal olarak yoksun bırakılmış bir çocuk, sevgi nesnesi karşısında nasıl bir pozisyon alacağını kestiremez, ya fazla yapışır ya fazla ayrışır. Yoksun bırakılmışlık anne tarafından olduğunda etkileri daha sarsıcı, dramatik ve sancılı olur. Elbette baba tarafından yoksunluk da son derece önemlidir fakat ilk bağlanma nesnesi olan annenin duygusal veya fiziksel yokluğu ya da ihmali bebekte daha erken dönemde algılanmaya başlandığı ve o dönemde bebeğin savunmaları, direnci daha büyük bir yaştaki çocuğa göre çok daha yetersiz olduğu için bu durum bebeği daha fazla zedeler. Yerinin dolması mümkün değilmiş gibi duran kocaman bir boşluk duygusuyla yaşamaya bırakılan çocuklardır bunlar.
400 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
“Dikkat ettiğiniz var mıdır ki, çocuklar kucağına gideceği adamın evvela gözlerine bakarlar da öyle giderler.” “Zenginlik başka, bahtiyarlık başka.” ....... Kitaba geçmeden önce, 2009 yılında 50 Türk Lirasının arkasında portresine yer verilen, edebiyatta ilklere imza atan (ilk kadın yazar, ilk kadın romancı, felsefeci ve çevirmendir) edebiyat
Muhadarat (Fazıla)
Muhadarat (Fazıla)Fatma Aliye Hanım · Bilge Kültür Sanat · 2015390 okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
Kalbi yaralanan her insanın içinde bir acı vardır. Bu acı siz fark etmeseniz de orada durur ve kendini başkalarına belli etmeden yaşamını sürdürür. Tıpkı emekli öğretmen Sami gibi. Artık o acıya alışmış, günlerinin geçirirken dükkanına gelen misafir ile geçmişin tozlu bulutu açığa çıkar. Herkesin saygı gösterip sevdiği Sami Bey öğrendiği haber
Güneş Üşüyor Ülkemde
Güneş Üşüyor ÜlkemdeBüşra Demir · Efsus Yayınları · 201911 okunma
Dolması Gereken Depolar
13. yüzyılda Roma imparatorluğu yapmış olan II. Friedrich, hiç kimseyle hiçbir şey konuşmaksızın yetişen çocukların büyüyünce hangi dili konuşacaklarını sınamak istemiş ve dadılarla sütannelere, bebeklere süt vermelerini ancak onlarla hiçbir şekilde konuşmamalarını emretmiş. Aslında II. Friedrich'in amacı, bu çocukların İbranice mi, Yunanca mı, Latince mi, Arapça mı yoksa anne babalarının dilini mi konuşacağını öğrenmekmiş. Ancak bu çabaların hiçbiri sonuç vermemiş çünkü kendisiyle konuşulmayan bebeklerin hepsi ölüyormuş.
Sayfa 30 - Sahı KitapKitabı okudu
54 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.