Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Anlatarak öğretilmez aslında; kendine bir ağaç bulup, her gün çıkmalısın ona.”
Dedenle biraz daha dans edeceğim. Sonra belki başka fotoğrafları dolaşırız.
Reklam
Kendine fotoğraflar ve anılar toplamalısın. Beni özlersen, bu fotoğraflarda dolaşıyor olacağım.
Dış ilişkilerden bahsediyorduk. Atatürk’ün dış ilişkilerde önem verdiği en mühim hususlardan biri eşitliktir. Eşitlik olmazsa olmaz bir kriter. Sonra, Atatürk Birleşmiş Milletler’e, o zamanki adıyla Cemiyet-i Akvam’a girmemizde büyük fayda olduğu kanaatinde. Ama davet edilirsek. “Türkiye müracaat etsin, memnuniyetle” diyorlar. “Hayır” diyor
Ne zaman onu özlesem, bakıyorum fotoğraflarına. Eminim hâlâ huzurla dans ediyor oralarda...
Bir iktisadi hedef tespit etmek lazım, fakat Türkiye'de sermaye yok, zengin yok. Atatürk iki yol takip edilmesi gerektiğini söylüyor. İlki, kendi başına bir teşebbüste bulunabilen hemen bulunsun, kendisini destekleyelim; fakat bir de şahsi müteşebbislerin yapamayacağı işler var, halka ağır yük getiren. Bu ağır yük getiren iş kollarının
Reklam
28 syf.
·
Puan vermedi
Küçük çocuklarımıza ölümü nasıl anlatırız? Bazen kendimize bile anlatamazken... Bir anneanne ve küçük torunu Ali... Siyah beyaz fotoğrafların peşinde bir zaman yolculuğuna çıkıyorlar... Her fotoğrafta başka bir hatıra beklemekte onları. Anneannenin hikayesi bitmektedir belki ama Ali'nin anılar birikteceği bir hikayenin başıdır henüz... Konuya dair nahif, hem küçüklere hem büyüklere etiketiyle çıkmış ve bence bunun yanı sıra gözde buğu boğazda düğüm garantili bir kitap.
Anneannemin Fotoğrafları
Anneannemin FotoğraflarıÖzge Bahar Sunar · Nesin Yayınevi · 201915 okunma
502 syf.
10/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Geçmiş Şimdi ve Arayışlar Üçgeninde Zamanı Kurcalarken
#Kayıpzamanınizinde serisinin ikinci kitabını bir aya yayarak sonlandırmış bulunmaktayım.Kitabı okurken Proust etkisine de girerek anneannemin emek ve sabırla işlediği,ince ve detaylarla kaplı o zarif dantelleri ve çocukluk anılarım aklıma geldi.Okurkenki hissettiğim duygu işte buna benzer tabiki tam tarifi yok,son kitaba geldiğimde bambaşka bir duyguya bürünmüş olacağım eminim.Dantel demişken Albertine ile bir sohbette Venedik Danteli'nin güzelliğinden bahsediliyordu.Tarihi 16.yy dayanan zarifliğin simgelerinden olan ve Avrupa'ya yayılan hatta müzesinin bile bulunduğu danteller..Oraya da doğudan geldiği söylentisi var.Neyse bu detayı fazla uzattım. Kitaptaki olay örgüsünden ziyade beni etkileyen içe dönüşler,geçmiş şimdi ve arayışlar arasındaki zaman denklemi,zaman ve alışkanlıklarımız arasındaki ilişkiler,bilinçaltımızdaki hazlar,zihinsel zevkler,aşkın maddi halinden ziyade manevi hali ve sahiplenici tutumu,her an değişim içerisinde olduğumuz ve bunların kişiliklerimiz üzerine etkisini çok özel bir üslupla aktarmış bizlere Proust. Ayrıca dış görünüşteki soyluluk, zenginlik,lüks yaşama olan arzular bunların getirdiği modern çağın hastalıkları, mutluluklarımız ve son olarak kararsızlıklarımız.Çok fazla karakter var hepsini akılda tutmak bana göre dahice fakat,Elstir'in çiçek ve kadın temalı portreleri kitabın isminin bile bir manası olduğunu gösteriyor. "Hafızamız,vitrininde belirli kişinin değişik fotoğrafları sergilenen dükkânlara benzer." alıntısı ile yorumu kapatıyorum. Biz
Buket
Buket
birlikte okuduk çok da keyifli ve verimli geçti tekrar teşekkür ederim:)
Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde
Çiçek Açmış Genç Kızların GölgesindeMarcel Proust · Yapı Kredi Yayınları · 20212,368 okunma
28 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu bir ayrılık hikayesi. Bazı çocuklar çok şanslıdır, nine ve dedeler ile güzel zamanlar geçirirler. Bazen de erken ayrılıklar olur, ömür biter. Çocukların bunu anlamaları zor oluyor. Kitapta bu konu hayat akışının bir parçası olarak aktarılmış. Fotoğraflardan yola çıkıyor ve zaman ayrılığa getiriyor okuyucuyu. Bu naif anlatım çok hoşuma gitti. Zaten bu yayınevinden çıkan kitapların çoğuna bayılıyorum.
Anneannemin Fotoğrafları
Anneannemin FotoğraflarıÖzge Bahar Sunar · Nesin Yayınevi · 201915 okunma
Rahmetli Kazım Ağabey, anneannemin kuzeni, işinin başındayken, Atatürk teftişe geliyor. Yanılmıyorsam ilkbahar ayları. Fabrika henüz temellerinden yeni yükselmeye başlamış, Atatürk çalışmalardan çok memnun, inşaatı geziyorlar, her şey yolunda. Atatürk dönüyor Kazım Ağabeye “Çocuk, bu fabrika ne zaman çalışır?” diyor. “Paşam ilk mahsulü işleriz” diyor Kazım Ağabey. Atatürk yanındakilere dönüp “Bu çocuk delidir” diyor. Kazım Ağabey kız kardeşi Rabia Abla (Adakan) ile birlikte bizim eve yaptıkları bir ziyaret esnasında bu hikayeyi anneme anlatmıştı. “Gülerciğim” dedi anneme “Ben Paşaya sözümü vermiştim, ama tabancamı da hazırlamıştım” dedi. Kazım Ağabey, kız kardeşi Rabia Abla ile birlikte kalktılar, ellerini öptük, yolcu ettik. Anneme bazı aile fotoğrafları getirmişti. Herkes gittikten sonra annem bize döndü, “Bu Kazım var ya bu, gerçekten delidir” dedi. “Eğer o fabrika ilk ürünü işleyememiş olsaydı, bizim Kazım gitmişti.” Kazım Ağabey o fabrikayı yetiştiremeseydi intihar etmişti.