Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kudüslü Çocuğun Vasiyeti
Bu vasiyeti yazmak nerden aklıma geldi bilmiyorum. Muhammed Dürre'nin okul yolunda terör devleti israil askerleri tarafından haince öldürülmesinden sonra, korkup okuldan almıştı annem beni, o günden beri hiç birşey yazmadım. Oysa okula gitmeyi, okuyup pilot olmayı o kadar çok istiyordumki! .. Okulu bıraktıktan ve göğümüzü annemin 'duman
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
Reklam
KAN PORTAKALI Doktor konuşuyor. İlk tümcelerden sonrasını duymuyorum artık. Adamın dudaklarına odaklanmış gözlerim, annemin korku bulamacı bir renge boyanmış yüzüneyse hiç bakamıyorum. “Akciğerin sol lobunda portakal büyüklüğünde kitle...” Portakal büyüklüğünde... Kan portakalı mı? Portakal bahçelerindeki tüm portakallardan nefret ediyorum o
Çocukluk: Sıkıntılar İçinde Bir Memur Ailesi Bizim yaşlarımızda, çocuk yaşta, en çok giyilen şey, cızlavet lastikler vardı. Başka türlü ayakkabı falan alamazdık. Ama amcam bize zaman zaman bayramda ayakkabı alırdı. Doktor amcam... Zaten elini öperdik amcamın bayramlarda. 5 lira, 2,5 lira falan para verirdi. Onları da getirir koşa koşa annemize
Kadınlar konuşurken duydum. Babam da bir kötü kadın yüzünden gelmiyormuş artık görüşe. Benim geldiğimi duyunca sustular ama ben yine de duydum. Annem diyor ki, artık babamı sevmiyormuş. "Beni sevmeyenin canı cehenneme," dedi kadınlara. Ama sonra gece yine ağladı. Ben anlamıyormuş gibi yapıyordum, ama bu sefer çok ağladı. Ben de sordum: "Anne, babamın canı cehenneme gitti diye mi ağlıyorsun?" "Bacak kadar boyunla her işe karışma!" diye azarladı beni. Eşyalarımı ortada bırakınca kızıyor bana, "Kazık kadar adam oldun hâlâ kıçını topluyorum!" diye bağırıyor. Sonra bir şey sorunca böyle tersliyor. Bacak kadar boylu kazık kadar adam nasıl olur İnci? Annem artık babamı sevmiyor diye çok üzülüyordum. Ama sevmiyorsa neden ağlıyor? Kadınlara, "Canı cehenneme," diyor, ama sizin kızlarla konuşurken duydum: "İçim yanıyor," diyordu.
Sayfa 30
'Filistinli Çocuğun Vasiyeti'
Bu vasiyeti yazmak nerden aklıma geldi bilmiyorum; Muhammed Dürre'nin okul yolunda terör devleti İsrail askerleri tarafından haince öldürülmesinden sonra annem korkup beni okuldan almıştı. O günden beri hiçbir şey yazmadım. Oysa okula gitmeyi, okuyup pilot olmayı o kadar çok istiyordum ki! Okulu bıraktıktan ve göğümüzü annemin duman dediği
Reklam
“Ey Ümmü Eymen! Anne yüzü hiç unutulmayacak bir yüzdür.” Efendimiz (sav) Medine’deki mescitte namaz kıldırıyor.. Muhtemelen akşam namazı…Fatiha’yı okumaya başlıyor ama bitiremiyor… Ağlıyor..Ağlıyor…Sonra bitiriyor ve sahâbe soruyor: “Ya Resûllullah! Bugün namazda çok duygulandınız,ne oldu?” Efendimiz (sav) şöyle diyor: “Aklıma annem geldi.Dedim ki şimdi annem hayatta olsaydı,ben de eve varsaydım,başımı dizlerine koysaydım… “Ey anacığım! Oğlun geldi,”deseydim,o da benim saçlarımla oynasaydı…:(
VASİYET - Örtecek el, ANNEM olsun!
Öksüz bir şair Ben başka “mahallenin” çocuğuyum. Arif Nihat Asya’yı pek okumadım; pek tanımadım. Çünkü önyargılıydım. Yavuz Bülent Bakiler’in yazdığı “Arif Nihat Asya’nın İhtişamı” kitabını 2 yıl önce okuyup, hayatını öğrenince çok şaşırdım. Neden bu derece katı-sert milliyetçi olduğunu kavradım; kaybetmek korkusu! Arif Nihat Asya yetimdi... VASİYET - Örtecek el, ANNEM olsun! Ünlü şair ARİF NİHAT ASYA, ‘Annemi rüya halinde hatırlıyorum’ diyerek, heyecanını paylaşıyor ve karşısına çıkan tekerlekli sandalyede felçli bir kadına sarılarak ağlıyor. Bu yüzden en çok anne şiirleri kaleme almıştır” Vasiyet Derin kazın, geniş tutun (mezarımı) ; Sağlam olsun, muhkem olsun! Bırakın: yine üstümü Örtecek el, ANNEM olsun! Koynuna girdiğim toprak Meleğim, melikem olsun! Ey cemreler, toprağımdan Bitirin bir çiğdem olsun! Açılınca hata, savap Kurtlar, kuşlar hakem olsun! Şu dünyada iyiliği SONER YALÇIN, ÜLKÜCÜ ŞAİR "ARİF NİHAT ASYA YI" ANLATTI YAZISINDAN
"Ey Ümmü Eymen! Anne yüzü hiç unutulmayacak bir yüzdür."
Yıllar sonra bu sözün ne anlama geldiğini biz yine Efendimiz'den (s.a.v.) öğreneceğiz. 50 küsur yaşındayken Efendimiz (s.a.v.) Medine'deki mescitte namaz kıldırıyor... Muhtemelen akşam namazı... Fatiha'yı okumaya başlıyor ama bitiremiyor... Ağlıyor, ağlıyor... Sonra bitiriyor namazı ve sahâbe soruyor: "Ya Resûlallah! Bugün namazda çok duygulandınız, ne oldu?" Efendimiz (s.a.v.) şöyle diyor: "Aklıma annem geldi. Dedim ki şimdi annem hayatta olsaydı, ben de eve varsaydım, başımı dizlerine koysaydım... Ey anacığım! Oğlun geldi, deseydim, o da benim saçlarımla oynasaydı..." Bunları söylüyor Allah Resûlü (s.a.v.) ve yine ağlıyor. O ağlayınca sahâbe de ağlıyor. Anne yüzü hiç unutulmayacak bir yüzdür cümlesinin ne anlama geldiğini ve ana yokluğunun hüznünü Efendimiz (s.a.v.) işte böyle gösteriyor. Baba zaten yoktu, yetimdi. Şimdi ne oldu? Anne de gitti, öksüz kaldı.
58 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.