Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kimmerler ve Sakalar yaşamış Azerbaycan'da
❝ Eski çağlardan itibaren Azerbaycan topraklarına dışarıdan gelen kavimler de yerleşmiştir. Bu kavimlerden birisi Karadeniz'in kuzeyinden güneye inerek ilk yurtlan olarak Güney Kafkasya'nın batısına yerleşen Kimmerler olmuştur. Kimmerlerin daha sonra güneye de indikleri, hatta Anadolu'ya geçtikleri tahmin edilmektedir. Muhtemelen Kimmerlerle aynı dönemde Azerbaycan topraklarını göç eden bir diğer kavim de Sakalar (İskit) idi. Orta Asya'dan batıya doğru hareket eden Sakalar, hem Hazar'ın güneyi, hem de kuzeyini dolaşa rak gelmişlerdi. Onların Azerbaycan topraklarındaki varlıklarıyla ilgili ilk bilgiyi M.Ö. V. yüzyılda yaşayan antik Yunan tarihçisi Herodot vermiştir. Onun yazdıklarına göre Sakalar M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren Azerbaycan topraklarına yerleşmişlerdi. Herodot'un bahsettiği bir diğer kavim de Kaspiler idi. Makedonyalı İskender ile Pers kralı Darius arasında M.Ö. 331 yılında meydana gelen Gaugamela Savaşı'na Kaspiler de katılmıştı. Ancak onlar sonradan Albanlara karışarak kayboldular. ❞
Bunun gibi eski Çin-Hint-Anadolu-Mezopotamya-Pers uygarlıklarında da iktisadi sorunların algılanıp çözüm yollarının arandığına dair birçok ipucu bulunmaktadır.
Sayfa -6 - Arkeoloji ve Sanat YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Antik dönemde Yahudiler, kuraklık olduğunda ya da Babil kralı Nebukatnezar topraklarını işgal ettiğinde bu felaketlerin kendi günahlarının bir cezası olduğuna inanılırdı. Babil'i fetheden Pers kralı Kiros'un Yahudilerin topraklarına dönmelerine izin vermesiyle kudüs'ü yeniden inşa eden Yahudiler, tanrının pişmanlıklarla dolu dualarını kabul ettiğini düşünüyordu.
Sayfa 182Kitabı okudu
Felsefe taşı arayışı
Laboratuvar, basitçe, çalışılan yer anlamına gelir. Uzun zaman önce laboratuvarlar simyacıların ça­lıştığı yerlerdi. Simyanın kökleri Antik Mısır, Çin ve Pers'e kadar uzanıyordu.
Sayfa 67 - ALFA | Araştırma yayın eviKitabı okuyor
" Bin yıl boyunca Amerikalılar ve diğer Batılılar, bazı Batılı medya tarafından dünyayı Hıristiyan Batı ile İslami Ortadoğu arasındaki ideolojik mücadelenin sahnesi olarak görmeye teşvik edilmiştir. Antik Yunanlar Hıristiyan değil pagan, Persler de Müslüman değil Zerdüşt olmasına karşın, tarihçiler Pers-Yunan mücadelesine inceden inceye bu Haçlılar fikrini işlemiştir. Bunun bilhassa hatalı bir örneği, 1998 tarihli ve aynı isimli çizgi romandan uyarlanan 2006 tarihli 300 filminde görülebilir. Bu çizgi romanda Persler eli kanlı, zorba canavarlar; Yunan düşmanlar ise cesur ve onurlu mazlumlar olarak portrelenmiştir."
Sayfa 43 - :)Kitabı okuyor
M.S. 224 yılında Ardeşir tarafından kurulan Sasani İmparatorluğu İran tarihinin en etkili ve önemli dönemle rinden biri olarak kabul edilmektedir. Antik Pers kültürü (İslam fethi öncesinde) bu dönemde doruk noktasına ulaşmıştır.
Reklam
"Barbar".
"Barbaros sözcüğünün kökeni eski Yunancadır ve klasik antikçağ boyunca edindiği başlıca üç anlam günümüze dek korunmuştur: etnografik, siya­sal ve etik bir tanımlamadır." Örneğin, Homeros İlyada'da bu sözcüğü Küçük Asya'daki Karyalıları kastederek kullanmıştır; "barbarca konu­şuyorlardı" diyordu. Demek istediği,
Sayfa 345 - Yapı Kredi Yayınları.
Oysa batılıların yaptığı 300 Spartalı filmi böyle söylemiyor :D
Antik Pers imparatorluğu, en iyi biçimde bir mutlak ilahi hak monarşisi olarak anlaşılabilse de, pek çok açıdan modern liberal demokrasilerle özdeşleştirdiğimiz değerlere rakiplerinden daha iyi uyum sağlar. Pers imparatorluğu köleliği yasakladı, kadınla­rın mülk edinmesine izin verdi, fethedilen devletlere hatırı sayılır yerel otonomi bağışladı, eğitim ve ticarete öncelik verdi, dini öz­gürlüğe eşi benzeri görülmemiş seviyede olanak tanıdı. Temel in­san hakları açısından, modern devletler için, Antik Yunan'dan çok daha isabetli bir öncüdür.
“Çölün eski pagan gelenekleriyle Yahudi ve Hıristiyan inanışlarının karıştığı, kervanların uğrak yeri olan Arabistan’ın iki şehrinin meydana getirdiği kültürel kaynaşma potasında, yeni bir tektanrıcılık sentezi ortaya çıktı: İslamiyet. Bu inanç, Arap Çölü’nün tüccarlarıyla göçebe kabilelerini bir araya getirerek onları, birkaç yıllık bir askerî seferin sonucunda antik Doğu Roma ve Pers imparatorluklarını devirmeye muktedir devrimci bir kudrete dönüştürdü. Bu fetihçiler, Arabistan’ın diliyle dinini, antik çağlardan miras alınmış şehirler, teknikler, ilimler ve sanatlarla kaynaştıracak yeni bir uygarlık kuracaklardı. “
Sayfa 87 - Yordam Kitap
68 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.