Alix alayci bir ses cikardi.Dogrusu,buraya neden geldigini gercekten bilmiyordu.Belki de cocukluguyla ilgili hatirladigi bazi anilardan ya da duygulardan dolayi buradaydi.Cocukluk yillari aklindan silinmisti.Mahkemenin atadigi doktorlar,Alix'in cocukluk amnezisi denen bir hastaligi oldugunu soylemisti.Bunun ne demek oldugunu bilmesede arada sirada aklindan hayal meyal bir ani geciyordu.Cocukliguyla ilgili cok az sey hatirliyordu.Harirladigi tek sey, anne babasinin surekli kavga etdigiydi.Ikisi arasinda tartisma cikar, Alix de yatak odasindaki dolaba saklanirdi.Dolabin kapagini be gozlerini kapatir,hayatinda bagiris cagirisin ce dayagin olmadigina inandirmaya calisirdi kendini.O dolapta baska bir ailesi vardi.Oradaki hayali dunyada anne-babalar bir birini cok seviyor,kimseye bagirmiyor ve kavga etmiyordu.Hayali dunyasindaki buzdolabi yarisina kadar biralarla dolu degildi.Okuldan eve geldiginde hep masanin uzerinde kurabiyeler ve sut oluyordu.Gecen seneler boyunca bu dusunceler Alix'in aklinda gercekler kadar yer etmisti.Net olarak hatirladigi seylerden biri de onu seven hayali annesinin orgu orduguydu.
Genç Türk kızı ne görürse, ancak çocukluk yaşlarında görebilir. Çarşafa girdi mi, görünmez bir perde iner gibi olur ve ev hayatı başlar...Onların hayatında çocukluk yılları her şeydir.
Çıkın Çıkmazı'ndan Bay Bilbo Baggins kısa bir süre sonra yüz on birinci
yaşgününü debdebeli bir davet ile kutlayacağını ilan ettiğinde
Hobbitköy'de büyük bir heyecan yaşanmış ve söylentiler alıp yürümüştü.
Bilbo hem çok zengin hem de acayip biriydi; ayrıca tuhaf bir biçimde
ortadan yokolup beklenmedik bir şekilde geri dönüşünden beri,