Bizde bu konunun konuşulma tarihi 1980'ler...
... Ama onları, bir şehirlinin bir şehirliye hiç nefret beslemediğine, böyle bir nefretin günah olduğuna herhangi bir şekilde inandırmak istiyorsak, erkek kadın her ihtiyar, çocuklara henüz küçükken bambaşka şeyler anlatmalıdırlar. Sonra, çocuklar büyüyünce, şairler de, verilen öğütlere uygun hikayeler uydurmaya zorlanmalıdırlar. Hera'nın, oğlu tarafından zincire vurulduğunu, Hephaistos'un, dayak yiyen annesini korumak istemesi üzerine babası tarafından gökten fırlatıldığını, Homeros'un tanrılar savaşı diye anlattıklarını şehrimize sokmamalı. İster kinayeli olsunlar, ister olmasınlar, bütün bu hikayeleri onlardan uzak tutmalı. Çünkü çocuk, kinayeli ile kinayesizi ayıramaz. Ama bu yaşta işittğimiz şeyler hemen hemen hiç aklımızdan silinmez ve değişmez kalır. İşte bunun içindir ki çocukların ilk işittikleri sözlerin, iyilik yolunu gösterecek güzel hikayeler olmasına çok önem vermeli.
Cengiz Aytmatov
Yabancısı olduğum bir dünyadan sesleniyordu Cengiz Aytmatov. Ama ilginç olan şu ki, hem yabancı bir dünyaya ait olduğunu düşünüyor hem de bütün roman kahramanlarını, kahramanların yaşadığı mekânları çok yakın buluyordum kendime. Her kitabında ayrı bir dünyanın içine girdim, her hikâyesinde yolum "insan"la kesişti. Ben, Beyaz Gemi'yi bekleyen isimsiz çocuğu anlatan ve bunun gibi daha birçok "insan" hikâyeleri anlatan yazarı daha yakından tanımaya, işte böyle başladım.
Sayfa 11 - Flu Kitap
Reklam
Emirgân'da Akşam Saati
Her hâlinde, karnımı şöyle böyle doğruyorum, fakat sade ekmekle olmuyor ki... İnsan yahut köpek biraz dostluk istiyor... İşte yalnızsınız...
Sayfa 299 - DERGAH YayınlarıKitabı okudu
Holmes evrakları elinden bırakırken ciddi bir tavırla "Bu ne demek, Watson?" dedi. "Bu kadar acı, şiddet ve korku nereye varacak? Bir şekilde sona ermesi lazım. Böyle bir şey mümkün olmasa da evrende tesadüf hüküm sürüyor gibi. Bu işlerin sonu ne olacak? Insanoğlunun çözmesi gereken, ancak insan aklının henüz bir cevap bulamadığı ebedi mesele işte budur."
Eva ona gelmişti. Elias Eva'yı yavaş yavaş tanıyordu. Eva beraberinde pek çok fotoğraf albümüyle gelmişti ona. Kanepeye oturmuş ve albümlerini göstermişti. Çocukluk ve gençlik çağına ait fotoğraflarını bir yandan (hevesle) gösterirken bir yandan da anlatmıştı. Amatör fotoğraflar. Hønefoss'tan. Setesdalen'in güneyinden. Lillehammer'in kuzeyindeki
Sayfa 70 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Üç Soru Yıldızlar uykudaydı. Ağaçlar, kuşlar, ırmaklar ve insanlar uykudaydı… Bir de uzaktan bakıldığında eski bir yapıyı andıran, saray olduğunu anlayabilmeniz için bahçesine kadar gidebilmeniz gereken o yerde gözleri uyku tutmayan bir adam vardı. Başı ellerinin arasında gözleri yaşlı bir adam. Beynini kemiren sorulara cevap bulmaya
Reklam
455 öğeden 341 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.