Adnan hayret ediyordu. Hüsrev, erkânıharp mūşirinin damadıydı, bahriye müşirinin oğluydu; yirmi üç yaşında miralaydı, hünkar yaveriydi; memlekete acımayı Adnan'dan iyi biliyordu. Abdülhamit'e Adnan'dan daha temiz bir ağızla sövüyordu. Rütbeden, nişandan, paradan, konaktan, güzel kadından sonra hükümete sövmek saadeti de bunlarındı.
Hayatta her zaman bahar olmuyordu. Bazen çetin kışlardan ya da sıkıntılı gözlerden geçmek gerekiyordu.
Sayfa 332Kitabı okudu
Reklam
Kim kime neyi anlatabilmişti ki bugüne kadar?
Sayfa 314Kitabı okudu
Yahudi Emelleri Karşısında Sarsılmaz Bir Dağ ve Sağlam Bir Kale: SULTAN ABDÜLHAMİD Yahudilerin Sultan Abdülhamid ile irtibatları, 1882 yılına Rusya'nın Odesa şehrindeki Osmanlı konsolosluğuna Siyon Dostları Derneği'nden bir heyetin Filistin'e yerleşmek isteği ile bir teklif götürmeleriyle başladı. Sultanın cevabı: "Osmanlı
Bir ateşim ,yanarım ,külüm yok ,dumanım yok Sen yoksan mekanım belli değil ,zamanım yok
Toplumcan bir umut seferberliğine ihtiyacımız var. Baksanıza,korku tacirleri yine işbaşında,durmadan korku ve kasvet havası yayıyorlar ortalığa.İstanbul'un ve diğer büyük şehirlerin ümitsizlikle zehirlenmiş yeni çocuklarına söyleyecek bir sözümüz, onlarla paylaşacak bir düşümüz olmalı. Başkalarını görmezden gelerek, onların ıstıraplarını yok sayarak,daracık evlerine istinat duvarlarıyla saldırarak var olamayız .Eğlendiğimiz, yiyip içtiğimiz mekanlar, bindiğimiz arabalar, taktığımız ve mücevherler soylu kılmaz. Soyluluk ötekini işitebilmekten yapılma bir mücevherdir. Soylular,kalplerini bir mücevher gibi taşıyan ve kalpleriyle düşünen insanlardır.Bu ülkenin en soylu insanları,diğerlerinin acısını içinde en çok hissedenlerdir.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.