Canım babam...
Kimi kız çocukları babalarının ruhlarında açtığı yaraları bir ömür boyu saklarlar. Kimi kız çocukları da o kadar güçlü bir baba imgesi geliştirirler ki, hayatta karşılarına çıkan tüm erkekler bu "başpehlivan baba"nın bir elensesi ile yere yıkılır. O yüzden kimi kocalar baştan şanssızdır alt edemeyecekleri bir rakiple aynı ringe itilen bu adamlar, epey hırpalandıktan sonra ringi terk ederler. Babaların gölgesi şu veya bu şekilde kızların hayatına vurur.
Babalığın erkekler üzerindeki etkisi hususi olarak onları "Erkek" yapmaktır yani edilgenliği ve ibneliği uyaran her şey ve dişi olma arzusu karşısında, hep savunmada olmak. Her oğlan çocuğu annesini taklit etmek, o olmak, onunla kaynaşmak ister ama Baba bunu yasaklar, anne odur, anne ile kaynaşacak olan da odur. O yüzden oğlana, bazen dolaylı bazen dolaysız, kız gibi olmayıp "Erkek" gibi davranmasını söyler. Babasının korkusundan donuna kaçıran ve ona "saygı" duyan oğlan, itaat eder ve tıpkı Baba gibi olur. Şu "Erkek"lik modeli, her Amerikalının ideali; terbiyeli, heteroseksüel alık.
Reklam
MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT 1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir. Çakır Ağa, İsa
MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT Olay Örgüsü 1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir.
Deli Kurt'ta Şahıs Kadrosu: Tarihî ve Kurmaca Kişilikler Deli Kurt'un asıl şahıs kadrosu kurmaca kişiliklerden oluşur. Baş kahraman, asıl adı Murad olan fakat Deli Kurt olarak tanınan meçhul şehzadedir. Deli Kurt'u yetiştiren Çakır, Deli Kurt'un âşık olduğu Gökçen Kız da romanın önemli kurmaca kişiliklerindendir. Eserdeki
ATSIZ’IN HİKÂYELERİ: Hikâye, Atsız'ın sanatında en az yer bulan bölümdür. Ömrü boyunca sadece beş hikâye yazmıştır. Onların da dördünü 1931 yılında yayımlamıştır. 1941'de yazdığı beşinci hikâye ise Bozkurt dergisinin Temmuz 1941 tarihli 11. sayısında yayımlanmış, fakat bu sayıda dergi kapatılmıştır. Beşinci hikâye ancak 1966 yılında
Reklam
813 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.