Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu 1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
Reklam
FETHİ OKYAR ve SERBEST FIRKA DENEMESİ...
Bir gün dedem babama sordu: "Serbest Fırka'dan ne haberler var? Kimdir bu Fethi Okyar Bey?" babam şu cevabı verdi: - "Anladığıma göre, eski ittihatçılardan, M. Kemal Paşa'nın arkadaşlarındanmış. Sultan Abdülhamid'i İstanbul'dan Selanik'e sürdüklerinde bu zat sultanın muhafızlarının başında imiş... Kimdir ve nerelidir bilmiyorum... Yalnız bence, bu büyük bir tecrübe olacak. Fethi Bey kazansa bile, partisine iktidarı verecekleri kanaatinde değilim. Bence bu bir tecrübe, bir denemedir. Bununla milletin nabzı yoklanıyor. Memlekete bu kadar hâkim olmuş, saltanatını kurmuş, adamlar asmış bir iktidar, öyle kolaylıkla, eski bir subaya yahut sefire: ben beceremedim, al sen yürüt, diye idareyi vermez.."
Sayfa 61 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Babam Hacıveyiszâde İbrahim Efendi-, Serbest Fırka Hâdisesi, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Kızım! Şahsım için iki Türk’ün, asker evladlarımın birbirini kırmasını, kan dökülmesini Allah hakkı için istemedim. Bana bu iftiraları yükleyenleri Allah’a havale ediyorum.
Atsız'ın Dostları ve Ziyaretçileri: Türk milliyetçiliğinin "uyutulma dönemi"nde Atsız'ın da faaliyetleri sınırlıdır. Günleri, yollarda ve Süleymaniye Kütüphanesi'nde geçmektedir. Tanıdıkların, kendisini merak eden Türkçülerin ziyaretlerinin de ardı arkası kesilmemektedir. Ya bilhassa öğle tatillerinde kütüphanede, ya da
Hakiki bir Türk terbiyesi ve sağlam bir dinî itikad ile büyüdüm. Türk oğlu Türk Osman Gazi neslinden geldiğimi hiçbir zaman unutmadım ve büyük ecdadımın memlekete, millete yaptıkları hizmetlerden doğan iftiharı daima kalbimde taşıdım. Ayşe Osmanoğlu
Reklam
İstanbul’un güzellikleri anlatmakla bitmez. O her mev­simde ayrı bir güzeldir. İstanbul’daki ikametimiz, bize çok şeyler öğreten zorunlu bir ikametti. Babam İstanbul’a geldiği gün Sultan II. Abdülhamid kendisiyle görüşmüş ve onu İstanbul’da çalışması ve dev­lete hizmet etmesi maksadıyla çağırdığını söylemişti. Ayrıca babamı Şura-yı Devlet azası yapmış ve Boğaz’da kendisi için bir ev tahsis etmişti. Bütün bu itibara rağmen babamın İstanbul’a sürgüne gönderildiğini biliyorduk. Çünkü Hicaz’da uygulanan baskı ve şiddet siyasetine ve hacıların mallarının çeşitli hileler­le ellerinden alınmasına karşı çıkmıştı. Bütün bunları yapan da Hicaz’daki valiler ve Emir Avnürrefık’ti. Ayrıca babam İstan­ bul’a çağırıldıktan hemen sonra aşağıdaki ilim adamları Hi­caz’dan çıkartılıp sürgüne gönderildi: Mekke başmüftüsü Şeyh Abdurrahman Serrâc, Mekke Maliki müftüsü Şeyh Âbid ve Mekke Şafiî müftüsü Seyyid Abdullah ez-Zevâvî. Ayrıca, Ka­be’nin anahtarını korumakla görevli Şeyh Abdurrahman eş-Şeybi de el-Hüdâ’da zorunlu ikamete mecbur edildi.
Babam, Osmanlı tahtına, mutlak bir hükümdar olarak çıkmıştı. Fakat meşrutî bir idare tesis edeceğine dair de taahhüdü vardı. Mutlakiyet şekline göre, devletin idaresi ve korunmasına ait mes'uliyet babamın omuzlarında olacaktı. Meşrutiyet şekline göre ise, bu mes'uliyet millet mümessilleri ile paylaşılacaktı.
Öğrenmek, ilim tahsil etmek insanın temel faaliyeti olmalıdır. Vakitler, lüzumsuz eğlenceler ile israf edilmemelidir . Kendi dilinden başka müteaddit dillere vâkıf olmak, bizlere yeni dünyalar kazandırır. Artık romanımın bu safhası bitmiştir . Kendimden ve vatanımdan ne kalmışsa, acı veya tatlı, onları bağrıma basmak vazifemdi…
Sayfa 117Kitabı okudu
700 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.