Yaşamımızı özgür irademizle, karar vererek yönlendiremiyoruz. Yaşam denilen şeyin kendisi sinirlerle, dokularla, hücrelerle ilgili bir şeydir; düşünceler bu hücrelere gizlenir, arzular buralarda konuşlanıp hayaller kurar. Sen kendini güvende hissedebilirsin, gücünün kuvvetinin yerinde olduğunu zannedebilirsin. Fakat bir odada ya da gökyüzünde tamamen tesadüfen gözüne çarpan bir renk tonu, ya da bir zamanlar sevdiğin bir parfümün kokusu derinlerde gizli saklı anıları getirip önüne koyar. Çoktan unutulmuş bir şiirin aniden karşına çıkan bir dizesi, epeydir çalmadığın bir müziğin ezgisi; yaşamımız bu tür şeylere bağlıdır Dorian. Browning bununla ilgili yazmıştı; duyu organlarımız bizim yerimize hayal eder. An gelir beyaz bir leylağın kokusu burnuma çarpar ve ben hayatımda geçirdiğim en tuhaf ayı yeniden yaşamak zorunda kalırım.
Sayfa 249 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
... Oyuncakçı kapalıydı ama demir ızgaranın ardından oyuncakların seslerini duyabiliyordum. Oyuncak tren oflayıp pofluyordu. Kocaman siyah ayı makineli tüfeğin arkasında oturmuş güzelim, sevimli oyuncak bebekleri korkutarak raflara sırayla ateş ediyor gibi yapıyordu. Maymunlar da oradan oraya zıplıyor ve bazen de devenin kuyruğuna asılıyorlardı, o zaman deve onlara bağırıp başka yere gitmelerini söylüyordu. Uzun kulaklı bir eşek dişlerini gösterip anırıyordu. Ayıcıkları ve oyuncak bebeklerin sırtına bindirip dükkanın içinde onları gezdiriyordu. Deve kulaklarını sanki biriyle randevusu varmış gibi duvar saatine doğru dikiyordu. Uçaklar ve helikopterler havada uçuyordu. Kaplumbağalar bağlarının içinde uyukluyordu. Anne köpekler yavrularını emziriyor, bir kedi sinsice bir sepetin dibindeki yumurtayı aşırıyor, tavşanlar karşısındaki dolapta duran avcıya şaşkın gözlerle bakıyorlardı. Siyah maymun her zaman vitrinde duran armonikayı dudaklarına götürdü ve çok güzel ezgiler çaldı. Oyuncak bebekler arabaların ve otobüsler içinde geziyordu. Tanklar tüfekler silahlar ve makineli tüfekler hiç durmadan ateş ediyordu. Beyaz tavşanlar patilerinin arasındaki havuçları ağızlarına götürüp çiğnerken dişlerini ta kulaklarına kadar gösteriyorlardı. Bütün bu oyuncakların hayalleri beni çok mutlu ediyordu. Onların çıkardıkları sesler beni ister istemez büyük bir hayale sürüklüyordu.
Reklam
Tavla Oyununun Hikâyesi
“6. yüzyılın sonları, Hint imparatoru Pers imparatoruna satranç oyunu hediye gönderiyor. Yanında da bir not: "Kim daha çok düşünüyor, kim daha iyi biliyor, kim daha ileriyi görüyorsa o kazanır. İşte hayat budur." Pers imparatoru Nevşiyan da çağırıyor en alim veziri Buzur Mehir'i, oyunu çözmesini ve yeni oyun icat etmesini istiyor. Zaman kavramından ilham alan vezir, gece gündüz uğraşarak icadını sunuyor şahına: 4 köşesi mevsimleri, karşılıklı 6'şar haneyle yıldaki 12 ayı, pulların toplam sayısı 15 gece- 15 gündüzle aydaki 30 günü, siyah-beyaz taşlarla gündüzü ve geceyi, karşılıklı 12'şer haneyle de günün 24 saatini simgeliyor. İçine yazılan bir notla tavla gönderiliyor Hint imparatoruna: " Evet, kim daha çok düşünüyor, kim daha iyi biliyor, kim daha ileriyi görüyorsa o kazanır. Ama biraz da şanstır, işte hayat da budur…”
En Önemli 100 Çocuk Kitabı
1. Küçük Prens 2. Küçük Kara Balık 3. Alice Harikalar Diyarında 4. Şeker Portakalı 5. Pal Sokağı Çocukları 6. Tom Sawyer'ın Maceraları 7. Pinokyo 8. Charlie'nin Çikolata Fabrikası
“Denizler kadar ağlardım içime ışık ışık..”
Dost dese ki: -Vakit geldi, çöz sandalını, Asıl küreklere; güneş’i, ay’ı sırtına sar. Kalbimi pusula bilip açılırdım denizlere, Dostun “dur!” dediği yerde durana kadar.. …
Sayfa 188 - narKitabı okudu
Duyular, duygular ve ruh halleri...
An gelir beyaz bir leylağın kokusu burnuma çarpar ve ben hayatımda geçirdiğim en tuhaf ayı yeniden yaşamak zorunda kalırım.
Sayfa 249 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/XVIII. Basım: Ekim 2023, İstanbul
Reklam
515 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.