Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Atatürk, Mason localarını kapatıyor,
Masonların İstanbul, İzmir, Adana ve Ankara'da birçok locaları vardır. Mustafa Kemal Paşanın sevmediği iki zümre vardı. Birincisi dönmeler; ikincisi de masonlardı. Bir gün eski Adliye Vekili Mahmut Esat Bozkurt'u çağırdı. Kendisine masonların taksimat, teşkilât ve ahvalini bildirir bir kitap verdi: -Bunu güzelce mütalaa et, bir takrirle
Sayfa 327 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
son dönemlerde derin ABD koridorlarında kimin için "Deccal" dendiğinde saklı: Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Bunun nedeni de özetle ABD'nin bölge planlarına karşı çıkması, FETÖ ve PKK ile mücadele etmesi ve Rusya ile bölgesel bir ittifak kurması. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan için Batı kamuoyunda "Deccal" tanımlaması yapılıyor.
Reklam
Sürpriz sonlu paragraf:
Atatürk'ün ölümünün birinci yıldönümü idi. Türk Ocağı binasının tiyatro salinde Halkevi gençleri bir anma töreni tertiplemişlerdi. Sali dolduran kalabalık içinde, dikkat etmiştim ki, ne hükümet, ne de Halk Partisi erkânından orada hazır bulunanların sayısı göze çarpacak kadar azdı. Cumhurbaşkanı locası ise bomboştu. Milletvekillerine ayrılmış öbür localarda ise rahmetli Recep Peker'le Mahmut Esat Bozkurt gibi beş on devrimci siyaset adamından başkası görülmemekte idi ve sahnede konuşan üç dört genç arasında -yanık sesle okuduğu ağıtları gözlerimizden yaşlar getiren Behçet Kemal Çağlar'ı ayırırsak- en hararetli hatip kimdi bilir misiniz? Necip Fazıl Kısakürek!..
Sayfa 158Kitabı okudu
Yönetimi altında yaşamak talihsizliğine eriştiğimiz Tek Parti, gerek uygulamaları (1934 Trakya Olayı, Varlık Vergisi, İskan Kanunu vs) gerekse bazı ideologları bakımından (Recep Peker, Mahmut Esat Bozkurt vs.) muhakkak ki Nazi Almanyası''nın cazibesine iyiden iyiye kapılmıştı. Medyayı, daha doğrusu o günlerdeki adıyla “matbuat”ı hiç hatırlatmıyorum. Nadir Nadi (ki kendisi de hayatının bir döneminde söz konusu “cazibeye” iyiden iyiye kapılmıştı) Perde Arkası adlı kitabında şöyle diyor: “Başka bazı ideolojilere sempati duyan yazarlar, Milli Şef''ten esirgemedikleri saygının gölgesine sığınarak ya komünizmi, ya da faşizmi övmeye bakarlardı…”
CUMHURİYETİ KURAN ANA FİKİR TÜRKÇÜLÜK Düşünürlerimiz Cumhuriyetin ideolojisinin milliyetçilik olduğu hususunda birleşmiştir. Türk milliyetçiliği fikrinin gelişim süreci hakkında farklı yorumlar bulunuyor. Fikri Türkçülüğün-milliyetçiliğin II. Abdülhamit'in hükümdarlık yıllarının başında dil, tarih alanında Ahmet Vefik Paşa ve Süleyman
Atatürk'ün ölümünün 1. yıldönümüdür. Türk Ocağı binasının tiyatro sahnesinde Halkevi gençleri bir anma töreni tertiplemişlerdir. Salonu dolduran kalabalık içerisinde, ne hükümet ne de Cumhuriyet Halk Partisi'nden önemli bir isim göze çarpar. Cumhurbaşkanı locası ise bomboştur. Milletvekillerine ayrılmış diğer localarda ise Recep
Reklam
Atatürk'ün ölümünün 1. yıldönümüdür. Türk Ocağı binasının tiyatro sahnesinde Halkevi gençleri bir anma töreni tertiplemişlerdir. Salonu dolduran kalabalık içerisinde, ne hükümet ne de Cumhuriyet Halk Partisi'nden önemli bir isim göze çarpar. Cumhurbaşkanı locası ise bomboştur. Milletvekillerine ayrılmış diğer localarda ise Recep Peker'le Mahmut Esat Bozkurt gibi beş on devrimci siyaset adamından başkası görülmez. Sahnede konuşan üç dört genç arasında -yanık sesle okuduğu ağıtlarla gözlerden yaşlar getirten Behçet Kemal Çağlar ayrı tutulursa- en hararetli hatip Necip Fazıl'dır. Atatürk ve Necip Fazıl ilişkisi konusunda basında bazı polemikler yaşanır.
Dönemin Adalet Bakanı Esat Mahmut (Bozkurt) o yıl­lardaki durumu şöyle özetlemişti: "Kemalizm otoriter bir demokrasidir ki kökleri halktadır. Türk milleti bir piramide benzer; ta­ban halk, tepesi yine halktan gelen baştır ki, bizde buna şef denir. Şef otoritesini yine halktan alır. Demokrasi de bundan başka bir şey değildir." (...) Recep Peker, 1934-1935 yılları arasında İstanbul Üniversitesi'nde verdiği İnkılap Tarihi derslerinden birinde, 'Şef' tarifini şöyle yap­mıştı: "Siyasal parti hayatında bilhassa üzerinde dunılmaya la­yık başlıca bir unsur Şef'tir. Şef, bir siyasi partinin bütün ana dü­şüncelerini, iradesini, yapış kuvvetini ve şerefini temsil eder. Şef, kendi ruhunda beslediği heyecan ve hararetle partisini ve muhi­tini ısıtır, aydınlatır." (...) Recep Peker durumu şöyle özetlemişti: "Türkiye Cumhuriyeti bir parti devletidir, parti dev­letle birlikte çalışır."
Sayfa 270Kitabı okudu
Yılmaz Özdil, Son Cüret, Sia Kitap, Ekim 2020
NOTLARIM: Milli mücadelenin ilk direniş bildirisi Mekteb-i Sultani’ de yapıldı. Alsancak X Punta / Bahribaba Parkı X Maşatlık olmuştu. Yunan halkında Megali İdea anlayışı
Kemalizmin bir ideoloji olmadığını düşünenlerin en çok vurgu yaptıkları nokta, Atatürk'ün ya da CHP'nin onu bir ideoloji olarak ayrıntılandırmamasıdır. Çokça atıf yapılan bir anıya göre Atatürk, Kemalizmin sistematize edilmesine karşı çıkmış ve "donup kalırız" şeklinde bir itirazda bulunmuştur. Bunun yanında örneğin Hanioğlu'na göre Atatürk, 1930'lu yıllar boyunca Kemalizmi sistematize etmeye çalışan (Recep Peker, Mahmut Esat Bozkurt, Şeref Aykut, Munis Tekinalp, Sadri Etem Ertem ve Saffet Engin) kişilerin ya da Kadro Hareketi'nin çabalarına karşı ilgisiz kalmıştır. Nitekim Kadro dergisi de daha sonra yayını durdurmak zorunda bırakılmıştır. Kemalizmin bir ideoloji olmadığını öne sürenlerin üzerinde durdukları ikinci nokta, Kemalizmin dogmatik olmamasıdır. Bu sav, ideolojilerin dogmatik olmaları gerektiği şeklinde bir varsayıma dayanır. Üçüncü olarak Atatürk'ün sözlerine gönderme yapılarak bu savlar kanıtlanmak istenmektedir. Buna göre Atatürk, yukarıda zikredildiği gibi Kemalizmin bir ideoloji olarak kabul edilmesini "donup kalma" yani dogmatizmle özdeşleştirmekte ve yine sıkça atıf yapılan bir sözünde kendisinin manevi mirası olarak "akıl ve bilimi" göstermektedir.
Sayfa 71 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
29 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.