Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Avunulacak bir omuz ararken, kendi omzuna başını yasladığını hatırlar. Ve bir daha asla aşka yüzünü dönmez. Bir daha asla aşka güvenmez. Bir daha asla bir adamın kollarında, mutluluğu düşlemez. Bazı adamlar büyük bir suç işler. Bazı kadınların hislerini öldürür. Ve bazı kadınlar artık hissiz yaşamayı öğrenir.
“Gün bir babanın evinden çıkmasıyla evine dönmesi arasında geçen zamandır. Ve bir gün eve dönmez baba. Gün dönmez.”
Sayfa 37
Reklam
''Allah, vaat etti mi dönmez.'' Zümer,20
Sayfa 50 - MOTTO
Gün bir babanın evinden çıkmasıyla evine dönmesi arasında geçen zamandır. Ve bir gün eve dönmez baba. Gün dönmez. Dünyanın çevresinde başı eğik dolaşan o yorgun yıldız söner. Komşular eve dönmeyen babayı evden çıkarırlar omuzlar üstünde. Baba evden çıkarken çocuğun omuzlarında rütbe..
Sayfa 39 - ŞuleKitabı okudu
Reklam
Pansiyona döner dönmez eski manasız günlerin başlayacağını, yemekte Almanya'nın kurtuluşu planlarını veya enflasyon yüzünden servetini kaybetmiş orta halli insanların şikâyetlerini dinleyeceğimi, odamda Turgenyev'in veya Theodor Storm'un hikâyelerine kapanacağımı düşündükçe, bu son iki hafta içinde hayatımın nasıl bir mana almaya başladığını ve bunu kaybetmenin ne olduğunu fark ettim.
Sayfa 58 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İnsanlara yardım ettiğinizde onlardan gelebilecek teşekkürü duymak için orada beklemeyin. Çünkü yardımda bulunmanızın amacı onlardan takdir sözleri işitmek olmamalı. Hazreti Musa o iki kadına yardım ettiğinde Kur’an’da şöyle buyurulmuyor: “Onların ikisi de dediler ki, çok teşekkür ederiz.” Bunun üzerine O da dedi ki: “Hiç sorun değil, lafı bile olmaz.” Hazreti Musa’nın böyle bir beklentisi yoktu, öyle ki onlarla meseleyi konuşmaya devam etmedi bile. Hayvanları aldı, yürüyüp gitti. Bunu Allah için yaptı; tarafından takdir edilmeyi umduğu tek merci Allah’tı. O iki kadınla konuşmaya meraklı değildi. Gölgeliğe döner dönmez dua etmesinden anladığımız kadarıyla Onun konuşmayı arzu ettiği zat Allah’tı.
Sayfa 41 - TimaşKitabı okudu
Taşıma su ile değirmen dönmez misali.
Taşımalı eğitim dedikleri kepazeliğin hangi akla hizmetle icat edildiğini de bilemiyorum zaten; çocuğun gideceği mektep bilhassa oyun oynadığı sokakların öteki ucunda olmalı, öyle değil mi?
Son yüz yılı dikkatli okumak lazım. Hatta son iki yüz yılı dikkatle okumak lazım. Bizim dindarlar, bu halde oluşumuzun tüm kabahatini Cumhuriyet rejimine yükleme konusunda pek heveslidirler. Evet, bu ülkede 1923'ten sonra neler yapıldığını biliyoruz. Fakat iş oraya birden bire gelmedi arkadaşlar. Osmanlı'nın son dönemlerinde orduda, sarayda, yöneticilerde, halkta, medresede, tekkede gerçekten bir çözülme, bir bozulma olmasaydı; koca Devlet-i Âlî yıkılır mıydı? Başımıza gelen her şeyin suçlusu batı mıdır? Biz İslam'a adam gibi sarılsaydık Batı bize ne yapabilirdi ki?
Sayfa 285 - İzKitabı okudu
358 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.