Hucurat suresi
Hucurat Suresi, Medine´den nazil olmuştur ve on sekiz âyettir. Bu seri-e celile, âyet sayısı bakımından kısa fakat ihtiva ettiği hükümler ve koyduğu esaslar bakımından büyük hususiyetler taşıyan bir suredir. İnançta, ferdi ve içtimai hayatta, İslamin eseslarının neler olduğu ve o esaslara nasıl sarılmamız gerektiği beyan edilmekte ve İslam
Yüksek bir merdivenden aşağı çok kötü düşen, sonra da sonsuza kadar tırabzana yapışıp kalan ve ne kadar az basamak kalmış olsa da inemeyen biri gibi hissediyordu.
Sayfa 176 - ArenKitabı okudu
Reklam
Denize bir adam düşmüş! Umurunda değil! Gemi durmuyor. Rüzgâr esiyor. Bu karanlık geminin izlemek zorunda olduğu, dışına çıkamadığı bir rotası var. Geçip gidiyor. Adam kayboluyor, tekrar beliriyor, sulara gömülüyor, tekrar yüzeye çıkıyor, sesleniyor, kollarım uzatıyor ama onu kimse işitmiyor. Fırtınada titreyen gemi, manevra yapmaya uğraşıyor.
Sayfa 147 - İletişim Yayınları,Çeviri:Cenap Karakaya(Dalga ve Gölge)
Ruknettin'in Kalbi için Kehanetler
Ruknettin'in aynalarda ağladığı kadar var. Bir mevsimin kıyısından tutarsan Ruknettin Kurak ovalara yağmurlar yağar, Ayak bileklerinden kavrarsan bir harfi, Kalbin şiir olup vadilerini sular. Senin de vadilerin vardır Ruknettin! Kehanetler kurarsın, yağmalarsın kendini Kurtarıp o yangında ilk önce kalbini Niyedir, aynalarda azalır
"Rahibe Francisca yağmur damlalarının, günahlarımızı temizlemek için düşen melek gözyaşları olduğunu söylüyor."
Sayfa 76 - Altın Kitaplar
Bir metrekarelik sürtünme, düşen bir bedeni yaklaşık yüzde yirmi oranında yavaşlatır.
Sayfa 39 - Altın Kitaplar
Reklam
düşen bir yaprağa bağladım hayatımı olsun artık diyorum ne olacaksa paralı asker miyim, neyim ben ekleyip duruyorum sabahları akşama ve kendimi arıyorum, meşgul çalıyor gerçi söylenmez böyle şeyler uluorta aşk diyor, başka bir şey demiyor kalbim nasıl bir dostluk ki bu, hem kadim hem de mayhoş elma tadında. kendimi de koysam ayağımın
... Vladimir: "Allah Allah! Ben bu öğretmenleri anlayamıyorum ben kendi çocuklarıma bir kere olsun şöyle davranmadım." demişti. Nikolay'ın annesine lazım olan kanı ve ameliyat parasını da öğretmenlerin kendi aralarında tedarik edişi karşısında Vladimir'in dudaklarından "Allah'ım! Aklıma mukayyet ol!" sözleri döküldü. "Hayır hayır bunlar insan olamaz; bunlar, yerde gezen melekler diyordu. Bir başka öğretmenin bahçedeki küçük bir su birikintisine düşen bir karıncayı kurtarması öğrenciler arasında konuşulup duruyordu. Geçen gün, nöbetçi öğretmenin, altını ıslatan bir öğrenciyi gece kucağında tuvalete götürmesi, bahçedeki ağaçtan düşerek yaralanan bir öğrenciyi bir başka öğretmenin sırtına alarak kan ter içinde hastanenin yolunu tutması, Vladimir'in duygularını taşıran son damla olmuştu. Kimdi bu insanlar? Nerede yetişmişlerdi? Bu melekler, yüreklerinde bu sevgiyi nasıl büyütmüşlerdi ? Hangi toprağın sürgünü, hangi baharın nazlı kelebekleriydi bu insanlar? Yoksa dünyanın dört bir yanı bahara durmuştu da, kendisinin mi haberi yoktu?
241 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.