Birinci Dünya Savaşı'nın zayıf halkalarından biri olan Rusya'daki çarlık rejimi, Şubat ve Ekim 1917 devrimleri sonucu yıkılmıştı. Kurulan yeni hükûmetin "ilhaksız ve tazminatsız barış" isteyip savaştan çekilmek istemesi, İt­tifak Devletleri için önemli bir başarı olmuştu. Zira İtilaf Devletleri'nin Rusya Cephesi çökmüş oluyordu. Fakat Rus Devrimi, Osmanlı- Alman ittifakını da çökme noktasına getirmişti. Şöyle ki; Rus orduları işgal ettikleri Osmanlı topraklarını ve Kafkasya'yı boşaltmak zorunda kalmışlardı. Bunun üzerine Bakü petrolleri, Transkafkasya'daki demir yolları ve Batum limanına sahip olmak isteyen Almanya ile "turana giden yolu" kontrol altında tutmayı amaçlayan Osmanlı Devleti arasında sert bir rekabet başlamıştı. Brest-Litovsk Antlaşması'ndan sonra rekabet daha da artmış ve nihayet Osmanlı askeri birlikleri ile Alman bir­likleri arasında Kafkasya'da ufak çatışmalar bile başlamıştı. Dolayısıyla Birinci Dünya Savaşı'ndaki Osmanlı-Alman ittifakı kopma noktasına gelmişti. İttifakı kurtarmak ve Osmanlı-Alman problemlerine çözüm bulmak için her iki tarafın diplomat ve askeri bürokratlarının göstermiş oldukları karşılıklı çabalar sonuç vermiyordu. Bu durumda Talat Paşa, bizzat Berlin'i ziyaret ederek çökme noktasına gelen Osmanlı- Alman ittifakındaki sorunları gidermek istiyordu.
Sayfa 143 - pdf
Konfüçyüs, "Bir memleketin ahlak bakımından nasıl idare edildiğini anlamak isterseniz, o ülkenin müziğini inceleyin" demiş. Şarkı sözlerimize bir yozlaşmışlık hakim, değer yargılarımız hiçe sayılıyor.
Sayfa 14 - Celik yayineviKitabı okudu
Reklam
Anacığım çalar saat çalmadan evvel yanıma gelir, "Hadi kalk yavrum, çayı demledim" diye fısıldardı yumuşacık sesiyle. Huzuru içinde saklı bir cümleydi bu, başka sözlerle süslenmesine gerek yoktu.
Sayfa 66 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Selçuk Şah'ın büyük oğlu Alp Tuğrul Han, çok gayretli, azimli ve kararlı bir kişi idi. Bazen de işi oluruna bırakma yani müdahale etmeme huyu vardı. Tükellü halkı onun neslindendir. Tükellü'nün aslı hep kaderine razı olup işi oluruna bırakır. Tükellü, Moğolca bir kelimedir. Onlar adı Moğol dilinden almışlardır. Sultan Osman Han, Sultan Murad Han, Sultan Melik Şah, Yıldırım Bayezıd Han ve Sultan Orhan; Tükellü asıllıdır. Tükellü halkı daima bey ve han olur. Han ve beylerin çoğu Tükellü asıllıdır. Sultan Süleyman Şah, Sarı Baki Bey ve Sultan Selim Han, Çakır Bey evladındandır. Bunlara Oğuzhanlı derler ve bunlar Kayı evladıdır. Rum şehrine padişah olanlar onların evladıdır. Her şeyin doğrusunu Allah bilir.
Sayfa 161 - Kün Han Oğlu Kayı Han Evladının Beyanı ve Kuzu Yavı Han'ı Hükümetinin BeyanıKitabı okudu
1956: Kısıtlı Faaliyetler 1956 yılında Ocak gazetesinde yayımlanan bir iki yazısı hariç Atsız'ın sessizliği devam etmektedir. Hatta 1954 yılında 3 Mayıs'ı anmak üzere Yıldız Parkı'nda yapılan kır gezisine dahi katılmamıştır. Ancak 1956 yılında 3 Mayıs vesilesiyle yapılan bir salon toplantısına katılır. Toplantı 05 Mayıs Cumartesi
Değişik hususların üzerinde durulabilir. Fakat en önemlisi yeraltı madenleridir. Hristiyan dünyasında demir ve kömür çok çıktı; kalkınmalarında itici unsur oldu. Ne çare ki ülkemizde bu madenler pek bulunamadı. Hristiyan âleminde Hz. İsa'nın merhametinden eser kalmaması da önemli bir unsurdur. Hollanda kalkındı; bir de sömürgesi Endonezya'nın hâline bakınız. Bütün Avrupa ülkeleri sömürgelerinde ne buldularsa, kimsenin feryadına, gözyaşına aldırmadan ülkelerine taşıdılar. Biz de hristiyan ülkelerine yüzyıllarca hâkim olduk. Meselâ Sırbistan, Macaristan, Romanya'yı ele alın. Onlar mı daha zengin, biz mi daha zenginiz? Oralardan aldığımız vergilerin ve hizmetlerimizin muhasebesini yaparsanız hristiyan dünyasının emperyalizmini, İslâm âleminin insanlığını idrak edersiniz. Zannetmeyiniz ki bu dünya böyle sürüp gider. Milletlerin, ümmetlerin hayatında iki, üç yüz yıl büyük bir zaman dilimi değildir. Kısa vadede pek ümit görünmüyor; fakat uzun vadede İslâm âlemi kendini toparlayacaktır. Buna insanlık da muhtaçtır.
Sayfa 156 - ötükenKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.