Psikiyatr Doktor Vladeta Jerotić şunları söyler: "Aile ortamındakı bozukluklar veya tamamen yıkılan aile genç bireyi nevrotik bir gelişmeye ve bu nevrozun karşısında yanlış savunma mekanızmaları aramaya doğru iter. Günümüz dünyasında umumi bir hal alan ataerkil toplumun ve aile birliğinin çöküşü, iç memnuniyetsizlik havasına katkıda bulunuyor. Bu memnuniyetsizliğin ise iki tür tezahürü olur, ya kin ve öfke ya da uyuşturucu kullanımı neticesi olarak zamanla genel bir ilgisizlik haline dönüşen pasiflik ve kabullenmişlik hissi (ΝΙΝ.9.ΙΙ.1969).
Sayfa 121
Yaşadığımız dönemde alkolizm zengin ve eğitimli kesimin problemi haline geldi. Eğer alkol (ya da uyuşturucu) bir sığınak, bir savunma mekanizması ise, zengin ve eğitimliler nasıl bir sığınak arıyor ve neyden kaçıyorlar? Geçmişte alkolizmi yoksulluk ve gerilikle bağdaştırmıştık ve bir umudumuz vardı. Şimdi ise ikilemimiz büyüktür...
Sayfa 116
Reklam
Anladığım kadarıyla,size göre iyi bir entelektüelin en az iki üç amma tercihen daha çok dil bilmesi şart.Bunun yanında hem Doğu'yu hem de Batı'yı iyi kavraması gerektiğini söylüyorsunuz.Bir de en baştaki tarifiniz uyarınca,"üstüne vazife olmayan şeyleri merak etmesi"gerekiyor.Bunun için en iyi yöntemi de,"girişken olmak,yeni insanlar tanımak,kişiyi yeni dünyalarla tanıştıracak insanları arayıp bulmak" diye gösteriyorsunuz
"Batı'da, bir kişi piyasada para kazanır ve bunu iktidarı satın almak veya etkilemek için kullanır. Doğu'da kişi iktidarı ele geçirir ve bunu para kazanmak için kullanır. Ahlaki açıdan ikisi arasında bir fark yoktur, ancak ekonomi ve devlet üzerindeki etkileri çok farklıdır."
Din için yeteneği olmayan bir toplumun, devrim için de yeteneği yoktur. Güçlü devrimci hareketlerin olduğu bölgelerde aynı zamanda dinî duygular da hâlâ canlılığını korumaktadır. Esas itibariyle dinî hüviyeti olan kardeşlik, dayanışma, adalet hisleri, devrimde dünyevi bir adalet, dünyevi bir cennet yaratmaya yöneliktir. Din de devrim de acı ve ızdırap içinde doğar, refah ve konfor içinde ölür. Gerçekten devam eden yalnızca onların gerçekleşme özlemidir. Gerçekleşmeleri aynı zamanda ölümleri demektir. Din de devrim de gerçekleşirken onları boğacak olan kurumları, yapıları doğurur. Resmi kurumlar hiçbir zaman ne devrimci ne de dindardır. Eğer devrim düşmanını dinde görmüşse o zaman bu, resmi din, kilise, ruhban sınıfı, hiyerarşi, yani kurumsal, sahte din olmuştur. Tam tersine sahte devrim, bir kurum, bürokrasi olarak devrim müttefikini bir kurum, bürokrasi olarak dinde bulmuştur. Devrim yalan söylemeye ve kendine ihanet etmeye başlayınca sahte dinle müşterek bir dil bulabilmiştir.
Sayfa 112
Temel inanç formülasyonlarının kabulü
İnançta tam bir uzlaşım, Hıristiyan cemaatinin birliği için temel kabul edildiğinden, Büyük Kilisenin doğu kısmının Ortodoks Kilisesi olarak tanınması tesadüfi değil­dir. Batı kısmı ise, daha çok kilisenin Katolikliğiyle yani, bütün. dünyada kilisenin birliği ile ilgilidir ve bu gerçek, havarilerden alınan hiyerarşinin otoritesinin kabulüyle devam ettirilecektir.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.